Ana içeriğe atla

Yıl sonu (Yeniden!)

Dostum, bir yılın daha, 2013'ün, son saatleri. Yine bir yıl bitiyor. Bir zaman dilimi bir başkasına devriliyor. Devrilen bu zamanda bazılarımız en değerli şeyimiz olan geçen zamana rağmen kutlamalar yapıyor. Elimizden akıp giden zamana rağmen...

Bir yıl bitiyor. Yeni bir yıl başlıyor. Her son gibi bu da yeni başlangıçlara gebe olmalı... Eğer bunu bir son kabul ediyorsak, neden olmasın? Bazılarımızın değişecek hayatlarına, kararlarına, beklentilerine, tanışma, tanış olma niyetlerine...

Kötü Maya şakalarından sonra 2012 de bitti. Ne "kötü" kıyamet senaryoları ne de iyileri gerçekleşti. Ne ortak bir bilincimiz var hala, acıları ortadan kaldıracak, ne de dünyamız felaketler sonucu yok oldu. O, eşini dostunu geride bırakıp Şirince'ye gidenler nasıl geri döndüler dersin? Döndüklerinde onlar için kıyamet kopmamış mıdır? Ne de olsa döndüklerinde muhtemelen ne eşleri ne de dostları kalmıştır! Ama bunların hepsi şu anda boş. Anlamsız! Hayat devam ediyor çünkü...

Yıl başları, kültür emperyalizmi, yozlaşma... Bunların hepsine tamam. Bunların hepsine dikkat çekilmeli. Bir şeyler yapılmalı. Ama bugün iyi dilekler için bir vesile ise eğer bunlar işin diğer yönlerinde ve zamanlarında tartışılabilir. Şimdi iyi dilekler ve dua zamanı... Her ne kadar günümüzde "Dünyada barış olsun!", "Yunuslar artık ölmesin!" diyen güzellik yarışması birincileriyle dahi dalga geçiliyor olsa da, iyi dileklere, dualara olan inancımızı asla yitirmemeliyiz.

Ne diyordum son birkaç senedir, yılları değiştirerek hatırlatayım;

"Dostum, seneyi devriye vakti, çok kısa bir süre sonra 2012'yi 2013'e devir edeceğiz. Gün, saat, dakika ve sonrasında bir ana sığacak şu devire ne çok anlam yüklüyorlar! Ve ben bunu niye anlamlandıramıyorum?

SEVMİYORUM! Belki ondandır...

Ama yine de yeni yıl bir vesile öyle değil mi? İyi dilekler için.

2013'de değil, tam şu andan sonra herkes için iyiliklerle dolu, mutlu ve umut dolu anlar olsun. İçten sürekli ettiğim kendi bencil duamın kabul olması için bir kez daha amin diyorum. Allah hakkımızda hayırlı olan tüm dileklerimizi gerçek kılsın. Sağlıklı bir yaşam tüm sevdiklerimizle olsun."

Geçen seneden bu seneye aynı bencil duam devam ediyor, değişmeden. Ben de sabır ile bekliyorum.

Son olarak yine Mevlânâ Hâzretlerine kulak verelim;

"Kim daha ziyade uyanıksa o daha ziyade dertlidir. Kim işi daha iyi anlamışsa onun benzi daha sarıdır."

Daha sarı benizli, daha uyanık vakitler...

"Yok olanın yolu, başka yoldur; çünkü aklı başında olmak da başka bir günahtır. Aklı başında oluş, geçmişleri hatırlamaktan ileri gelir. Geçmişin de Allah'a perdedir, geleceğin de. Her ikisini de ateşe vur. Bu ikisi yüzünden ne vakte kadar ney gibi boğum boğum olacaksın?"

Yok olmanın yolunda sağlam adımlarla...

İyi, güzel, sağlıklı ve şükür dolu anlar...

Allah'ım biz birlik ve beraberliği unutmuş, merhamet kapılarını mazlumların yüzüne çarmış kullarını gör ve hatırlat bize... Hatırlat doğru yollarını, birlik ve beraberliği, tekliği...

Yorumlar

  1. Gerçi bunu demeye ne hakkım var ama ; Okuduğum en güzel en anlamlı ,en düşündürücü yazılardan biriydi.Senin yazılarını hiç aksatmadan takip etmeye çalışıyorum çünkü doğruyu en güzel/anlaşılır şekilde yazıyorsun.Sen bu yorumu da sevmezsin ama söylemek istedim...

    Bazen gerçekleri bilmek insanı sadece sona odaklıyor o da çok yoruyor; ne yarından umutlu oluyorsun ne de anı doyasıya yaşayabiliyorsun...Tam olarak anlayamadan bu hayatı,içte içe sadece korkuyla yaşıyorum artık ve bu da beni tüketti...Güzellikleri de görebilecek gözler versin Rabbim şu andan itibaren..

    Yeni yıl başlangıcı ya da duanın her hangi vakti Rabbim her şeyin hayırlısını versin ve gönlüne göre versin herkese...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikriniz varsa buradan buyurun...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç...

Yardım Faaliyetleri ve Organizasyonu Hakkında

17 Ağustos 1999 depreminde sahada bizzat bulunmuştum. Yardım malzemesi yüklü kamyonlarla saha gitmiş. Elimizden gelen çabayı sergilemiştik. O gün kendi başına yapılan organizasyonların eğer çok boyutlu ve iyi planlanmamışsa başarıya ulaşmayacağını anlamıştım. Bugün geldimiz noktada 99 ile kıyaslanamayacak kadar çok yol kat etmiş durumdayız. Afet sonrası hazılıklar ve koordinasyon geçmiş ile kıyaslanamayacak kadar ileri seviyede. Yeterli mi? Değil! Daha iyi mümkün mü? Her zaman! Ancak bir konunun çok net altını çizmemiz gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri bu tarz felaket anlarının vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Onlar olmasa şu an şikayet edecek bir şeyimiz dahi olamazdı. Birkaç yıl önce (2011) bazı yardım kuruluşlarının (Deniz Feneri, Lösev ve Mehmetçik Vakfı) kurban bağışı organizasyonundaki usülsüzlükler ortaya çıkmıştı. Bu kuruluşların simsarlar ve aracılar tarafından kandırıldığı ve aslında ilgili vecibelerin ya hiç ya da eksik yerine getirildiği ortaya çıkmıştı. A...