Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gündem

Uzun zamandır ülke gündemini takip etmiyorum. Daha doğrusu eskiden takip ettiğim gibi etmiyorum. Artık sadece gülmek ve eğlenmek için günlük olayları izliyor veya okuyorum. Geçen hafta, ay hatta yıl ne konuşuyorsak şimdi de aynısını konuşuyoruz. Arada sadece küçük farklar var. Kuş gribi değil de domuz gribi konuşuyoruz mesela. Yine birileri darbe ve ortalığı karıştırma girişimlerinde bulunuyor bir taraftan. Diğer taraftan yine terör konuşuyoruz. Ama farklı bir açıdan; Bu sefer teröristlerin kendilerinin kabul etmedikleri –başka bir ülke kurmak için uğrunda savaştıkları- ülkeye geri dönüşleri var gündemimizde. Aslında yukarıdaki konuların hemen hepsi ile ilgili bir komplo teorisi bulunabilir ya da üretilebilir. Ama ben işin biraz daha eğlenceli kısmından bakmaya çalışıyorum. Mesela A Gribi –namı değer domuz gribi- mevzusu. Artık o kadar saçma salak bir hala aldı ki konu kimse bir şey anlamaz oldu. En son bu sabah haberlerde yine bir uzman; tüm dünyada bildiğimiz sayının aslında 80 –

Günün şehri; Rize

Sabah gazetesinin internet sayfasında günün şehri Rize olarak seçilmiş bugün. Buyrunuz doya doya... Sabah - Günün şehri;RİZE Ayrıca benim kameramdan; Rize: Yakınlardan Manzaralar

Yalan

Gerçeğin çarpıtılmış halidir suskunluk Yalan söylememenin yalanı olduğu gibi sessizliğin. Nasıl yalansa gölgenin varlığı, Güneşin eksikliğide yalandır gölgelerin olmadığı yerde. Yalandır suskunluğun diğer adı. Yalancının öteki yüzü sessizliğin. Beni soruyorlardı bana, kendi cevapları için Sessiz kalıyordum onların yalan övgülerine Bir yalancı gibi; sessiz ve suskun.

Açık Mektup

Belediye, hükümet, devlet, cumhurbaşkanlığı ve bilumum devlet makamlarına açık mektubumdur. Şimdiye kadar tek bir yasadışı iş yapmadığım için; mahkemeye sadece bir kere şahitlik yapmak dışında - o da yapamadan dönerek- yolum düşmediği için; hiç bir kamu arazisine gece kondu - akşam kalktı yapmadığım için; 3 kat verilen yere 35 kat otel-ev (rezildans diyorlar kendi dillerinde) yapmadığım için; devletin bankalarından aldığım kredi ile devletin mallarını satın alıp, satın aldığım şirketin ya da her ne ise onun kârıyla krediyi geri ödemediğim için; vergi cezaları alıp onları ödemeden sıyırmadığım için; adam yaralamadığım veya öldürmediğim için ve bunlar gibi hiçbir işi yapmadığım için gösteri yapma ihtiyacı duymadığım ve de bu ihtiyacı duymadığım için de polise, askere veya sivil vatandaşa da taş atmadığım için; bunları yapanlara topluma uyum, mağduriyetlerinin giderilmesi v.b. adı altında yapılan yardımların, tanınan ayrıcalıkların v.b. iki katını talep ediyorum. Örnek vermek ger

Tiyatro sezonu

Sonunda tiyatro sezonunu biraz gecikmeli de olsa açtım. Pazar günü "Çıkmaz Sokak" adlı yazarı Türk, yönetmeni Türk, oyuncuları Türk ama içindeki karakterlerin yabancı olduğu... Konunun tanıdık ama oyunculuklarla bir o kadar yabancılaştığı bir oyunla sezonu açtım. Oyunun ikinci perdesinin başında elektrik kesildi. Etrafımdaki yorumları duymanızı isterdim. 10 – 15 dakikadan fazla ne jeneratör devreye girdi ne de her hangi bir duyuru yapıldı. Bir süreden sonra oyuna ara verildiği ve 5-10 dakika içinde yeniden başlayacağı söylendi. Seyircilerin bir kısmı çıkmıştı ki elektrik kesintisi giderildi ve oyun o an yeniden başladı. Kısacası kötü bir sezon başlangıcı yaptım. Oyunu da pek beğenmedim. Nasip, kısmet, hayırlısı…

Bütünün Bir Parçası

Doğa ve yaşam bir tekrarlar ve aynılar bütünüdür. Bu birçok kişinin bildiğini düşündüğü ama yanlış bildiği “Kaos” teoreminde bile kendini gösterir. Yeterince izlenebilen ve hakkında yeterli bilgiye sahip olunan her şeyin aslında bir düzen içinde hareket ettiğini görebilirsiniz. Örneğin düzensiz olarak damladığını düşündüğümüz bir musluk bile yeterli süre izlenirse belirli bir seriyi takip ettiği ve kendi içinde bir düzene sahip olduğunu gösterir. Doğada bunun gibi birçok örnek mevcuttur. Yandaki resimde gördüğünüz bitkinin kendini sürekli tekrarlayarak büyümesi gibi birbirinden bağımsız olduğunu düşündüğümüz birçok olayda birbiri ile bağlantılıdır.

Göçebe

"Ruhunuz aslında sandığınız kadar masum değilse, hatta bir istilacıysa, ne yapardınız?" Bu soru bir özet olmakdan çok içine çekip daha fazla sorular oluşturacak bir giriş. Uzunca bir süredir adetim olduğunun aksine ikiden fazla kitabı aynı anda okumaya çalışıyorum. Ama sanırım en çok Göçebe (Stephenie Meyer - Epsilon Yayınları) beni kendine çekti ki ilk olarak o bitti. Bitti ve bitirdikten sonra etrafımdaki herkese tavsiye ettiğim bir kitap haline geldi. Aslında bir seri ile tutulmuş yazarların birçoğunda sonradan ilk seri kitaplarda olduğu kadar başarılı olamama gibi bir durum söz konusudur. Ancak Göçebe benim açımdan bu kanıyı yıkan kitaplardan biriydi.

Yakınlardan manzaralar (Rize)

Ben susuyorum resimler konuşsun...