Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var!

Bu ünlü deyişi alıp aklımızın bir kenarına yerleştirelim. Karşımıza çıkan her fırsatta da ilk hatırlanacaklar listesine yazalım. Hükûmetin aşırı güçlenmesine yönelik eleştirilerimi ve endişelerimi de desteklediğim politika ve uygulamalarını da burada çokça yazdım. Cemaat önderi olarak gördüğüm Gülen'in bazı görüşlerini de burada birkaç kez eleştirmiştim. Özellikle Filistin ve Mavi Marmara konusundaki açıklamaları ile İsrail'i savunan düşüncelerinin hiçbirine katılmadığımı hatta telin ettiğimi de belirtmiştim. Bunları aşağıdakileri okumadan önce göz önünde bulundurun. Malumunuzdur çokça okudum (28 yıl.) Çokça çalıştım (17 yıl.) Hala bir arpa boyu yol gidemediğimi düşünüyorum. Burada  daha önce değinmiştim; 27 yaşıma kadar yaptıklarımın, çalıştığım iş kolunun en iyilerinden, tanınmışlarından biri olmak gibi bir hedefim vardı. Şükür ki bu hedefleri ıskaladım. Ancak bu ıskalama çok önemli ve değerli olduğunu düşündüğüm bir anlayışı da beraberinde getirdi: haddini bilmek! Bunu

Şizofren

Özel biriyim ben, seçilmişlerden biri Herkesin sadece bir gerçekliği varken Benim en az iki seçeneğim var aynı anda Evet, bir şizofrenim ben Kafamın içinde binlerce ses Her biri ayrı tonda ayrı kişiliklerde İki gerçeklik var dünyamda Biri gerçek gerçeklik olmalı Çünkü sen varsın yanımda Diğeri ikinci gerçeklik Bunda sonu aynı hep hikâyemin Sadece şekli değişiyor ölümümün Kafamın içinde binlerce ses Ama görüşleri aynı hepsinin Bir kötü yanı var bu durumun Hepsi aynı anda bağırıyor Kafamın içinde yankı yankı İşte O işte, koş peşinden Bırakma onu, öleceksin yoksa Yanacaksın soğuktan, donacaksın ateşten Hep bir ağızdan bağırıyorlar içeriden Bırakma onu, öleceksin yoksa Evet, bir şizofrenim ben Ama tek bir görüş yankılanıyor kafamda Haykırıyorlar hep bir ağızdan Bırakma onu, öleceksin yoksa Evet, bir şizofrenim ben 16 Kasım 2009, İstanbul

Hucurât Sûresi 11 - 12. Ayet

Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir. Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.

Eğitim

Ne terör ne de dün Diyarbakır’da yaşananlar, ne AB ne de ABD ile ilişkilerimiz. Bu ülkenin kendi sınırları içinde de dışında da en büyük problemi eğitimdir. Yaşadığımız tüm sorunların temelinde de öncesinde de sonrasında da eğitim sistemimizdeki bozukluk ve aksaklıklar vardır. Yani bu en temel sorunumuzu halletmeden hiçbir şeyi düzeltemeyiz. Bu sorun öyle cumhuriyet dönemi ile ilişkilendirilebilecek kadar kısa bir tarihe sahip değildir. Kökleri Osmanlı’nın çöküşünü hazırlayan hatalara kadar uzanır. Ama bu konulara tek tek değinecek ya da hepsine çözüm önerecek kadar derin bilgiye sahip değilim. Bir tek konu var gündemimde şu an; dershaneler. Cemaatin/hizmetin başını çektiği bir gurup şiddetle karşı çıkıyor dershanelerin dönüştürülmesine, dönüşmeyenlerin kapatılmasına. İşin ilginç yanı bu savaşta düşman kardeşler birlik olmuş durumda. Hürriyet, Zaman gazetesinin en büyük destekçisi oldu. Cemaatin yayın organları bir haftadır hükümete etmedik laf bırakmadı. Bunların hepsini Allah’a hav

Olmak ya da olmamak!..

2011 rakamlarına göre sayıları 4.000'i (yazıyla:dört bin), çalışan sayısı 70.000'i (yetmiş bin), müşteri sayıları 1.200.000'i (yazıyla: bir milyon iki yüz bin) geçmiş bir topluluk son nefeslerini verirken çırpınıyor ve can havliyle bir çok yere saldırıyor. Kim ne yapıyor, ne söylüyor? Hepsi ortada... Vakti geldiğinde hükumete de, muhalefete de, cemaate de eleştirimi esirgemedim, esirgemem. Ben, yakınlarıma dahi dokunsa adaletten ayrılmamam gerektiği düsturuyla büyütüldüm. Bu nedenle haksızlık karşısında susmam mümkün değil! Sondan başa doğru; Kendilerini terörün önündeki en büyük engel olarak sundular.  Yetmedi "Biz olmazsak doğu ve güney doğuda yoksunuz, gençlerin dağa çıkmasını biz engelliyoruz" diyerek aba altından sopa gösterdiler. "Eğitim sisteminiz 'rezalet', bizler sadece bu 'rezaletin' tezahürleriyiz" minvalinde konuştular. (Tırnak içindeki kelime bana ait değil!)  Eğitim sisteminin adaletsiz olduğunu dershane sistem

Dua

Aynı duaya amin diyebilirsiniz herkesle Ama farklı dualara da amin diyebildiklerinizdir Fark yaratanlar Şimdi sorun bana ölümü, yaşamı Şimdi, anlatın otuz beş yaş şiirini Dante'den dem vurun şimdi bana Yaşamı sorun ölümü anlatayım İnancı sorun bana aşkı anlatayım size Şimdi anlatabilirim belki Yaşamla ölümün arasındakileri Hayat der, başlarım ezberden Ne kadar farklı ve fakat ne kadar aynı olduklarından Cahit Sıtkı'dan bahis açarım size Dante'ye bağlar geçerim Cemal Süreya gibi sorularla çıkar gelirim: "Sahi sizin?.." Sevdiklerimden Sevenlerimden Amin dediğim dualardan Amin denilen dualarımdan söz açarım Bu gece size aşktan bahsederim Yaşamdan, ölümden ve dualardan Kısacası hayattan...

Gündem

Buraya kaç kez yadım. Kaç kez konuştum, haykırdım bu konular hakkında bilmiyorum. Her önemli dönemeçten ya da halktan gizlenmesi gereken olaydan önce/sonra bugünlerdeki gibi kısır tartışmalar yaşıyoruz. Ülkemin "baskın siyasetçisi" tam da yurt dışına çıkarken öyle bir konu atıyor ki ortaya arka planda olanlar oluyor. Bir zaman paranın üstündeki, bir zaman duvardaki resimler konu edildi. Bir başka zaman rahimlerdekileri konuştuk daha oraya düşmeden. Sonra malum değişmez bir konumuz var; başörtüsü! Şimdi de tüm toplum, sosyali - asosyali, evlerin içindekileri tartışıyor. Hayır, ben yukarıdaki girişten sonra bu konularda tek bir kelime yazmayacağım. Çünkü aklımda Hindistan'ın Mars'a gönderdiği uydu haberleri dolanıyor. Mursi'nin tarihi yargılanma süreciyle ilgilenmek istiyorum. Filistin meselesinde yokluk içinde kıvranan kadın ve çocuklar içimi sızlatıyor. Suriye'de insanların yokluktan sokak hayvanlarını yemeye başladıkları haberleri karnıma sancılar saplanmas

İlahiyat

Malum yaz başında Sosyoloji bitti. Bir sene ara verip daha sonrasında okumaya devam ederim diye düşünüyordum. Ancak yine dayanamadım ve bayramdan sonraki hafta başında gidip İlahiyat bölümüne yazıldım. “İlk emir” hala olduğu yerde duruyor, ben de yakalamaya çalışıyorum… Okuyorum, okudukça şaşırıyorum! Not: Başlangıcını buraya not düşeyim ki ilerleyişi ve sonucunu da paylaşabileyim.