Ana içeriğe atla

Mojitea (Romsuz Mojito)

Son haftalardaki favori mekânım oldu Cevahir’deki Schiller. Servis elamanları güler yüzle ve hizmette kusur yok. Gerçi konu bu değil. Konu orada tanıştığım bir içecek; “Mojitea”.

“Mojitea”, aslında romsuz bir “mojito” (mohito). İçinde; soda, lime*, yeşil nane ve esmer şeker var (Bence şekersiz ya da az şekerli çok daha güzel oluyor.) Hazırlamak da oldukça basit; havan gibi bir şeyde esmer şeker ile birlikte nane ve lime biraz ezilir, tatlarının birbirine karışması için. Daha sonra bardağın dibine yerleştirip bunları soda ve buz ile servis edilir. (Tekrardan hatırlatma; İçine rom konulursa “mojito” olur.) Kişisel tercih olarak bardağın içine bir dilim yeşil elma da hoş olur. Ayrıca hoş gözükmesi içinde, bardağın kenarına bir dilim lime ve bir iki yaprak nane de hoş olur. Afiyet olsun…

Efendim, Cevahir’deki Schiller güzel vakit geçirip, arkadaşlarla muhabbet ederken birşeyler yiyip, kaliteli ve çeşitli içecekler tüketilebilecek güzel bir yer. Tavsiye edilir… Ayrıca “mojitea”, bu sıcak havalarda serinlemek için tüketilebilecek ideal bir içecek. Tavsiye olunur…

*Lime, limon değildir ya da limonun yeşil hali, başlı başına ayrı bir meyvedir. (Ben de maalesef lime bulamadığım için limon kullandım. Tat farkı kesinlikle inanılmaz.)

Not: Lime ya da limon ne kullanırsanız kullanın oranını abartmayın. Sonuçta limonata yapmıyoruz. :)

Yorumlar

  1. dun aksam senin gelmedigin yemekte mojito yaptik. Besiktas real'den lime aldim orijinal olsun diye. Istersen yarin getireyim birkac tane.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikriniz varsa buradan buyurun...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç...

Belki üstümüzden bir kuş geçer

Uzunca zamandır okuyorum. Hem de oldukça fazla. Okuduklarından bende yer edenlerin sayısı çok fazla değil. Bir yazarın belki onlarca eserini okuyor ama içlerinden bir tanesine tav oluyorum. Yüzlerce sayfalık bir şiir kitabından bazen sadece bir tane şiir çıkıyor; acaba benim anladığımı mı yazmış şair dediğim. Ya da bir kitabın bir tek cümlesi beni mest etse yetiyor bana. Uzunca zamandır müzik de dinliyorum. Çok farklı şeyler değil. Ama yinede arada yakaladığım bana özel şeyler de oluyor. Bir şarkının tek bir cümlesi ya da tüm albümdeki tek bir melodi beni alıp götürebiliyor çok uzaklara. Dün aklıma gelmemişti adı Yüksek Sadakat'in "Belki üstümüzden bir kuş geçer" şarkısının. Grup çok başarılı mı? Bence değil. Ama öyle birkaç şarkısı var ki; eh be adam nasıl yazdın bunları dedirtiyor. Gül renginde gün doğarken Boğazdan gemiler usulca geçerken Gel çıkalım bu şehirden Ağaçlar,gökyüzü ve toprak uyurken Dolaşalım kumsallarda Çılgın kalabalık artık uzaklarda Yorulu...

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...