Ana içeriğe atla

Tuval

Siyah bir tuvalin üstünde
O an vurulan fırça darbeleri hayat
Yazılırın renginde yaşanmışlıklar
Yaşanmışların acısındaki renkler

Gerçeğin ve acının rengi
Kan kırmızısı çizgiler
Kara hayat tuvalinin üstünde
Karadan kara yalnızlıklar

Umudun ve mutluluğun rengi
Kar gibi bembeyaz bulutlar
Geleceğin parlaklığında
Kardan da beyaz umutlar

Özlem ve hasretin rengi
Masmavi denizler
Siyah bir tuvalin üstünde
Koyu mavi fırtınalar

Evet, her birimiz birer ressam
Kimi yetenekli ama karamsar
Kimi yeteneksiz ama umutlu
Ve siyah bir tuval hayat

Gökkuşağının rengi hayallerim
Hayallerimin rengi yazdıklarım
Beyaz ile siyahın dansı yaşadıklarım
Siyah bir tuvalin üstünde hayatım,
       yaşamımsa onu renklendirme çabası

Yorumlar

  1. Umudumuz hep var ama yaşamaya yeteneksiz olsakta düşlerimiz hep gökkuşağının mavisinde ...

    Çok güzel olmuş yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
  2. Erkancım,

    Yüreğine sağlık...Gene çok güzel olmuş.(ve gene karamsar )

    Gerçeğin ve acının rengi
    Kan kırmızısı çizgiler
    Kara hayat tuvalinin üstünde
    Karadan kara yalnızlıklar

    Bu dörtlük bana kendi bloğumu anımsattı.:(((Kırmızı umutlar ve kara sayfalar...

    Sevgiyle Kal...

    YanıtlaSil
  3. "Ateş Böceği" olan sensin ve zifiri karanlıkta bile yolunu bulacağından eminim.

    Umudun hiç eksik olmasın.

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Başak,

    Teşekkür ederim yorumun için.

    ...ayrıca doğru tesbitin içinde seni kutlarım; öyle ki o mısralar gerçekten senin sayfalarının bende uyandırdığı duguları yansıtıyor.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Hayat kara bir tuval doğru ve kendi yarattığımız renklerle, renk vermeye çalışıyoruz.

    AŞKın rengini arıyoruz KIRMIZI, saflığı görüyoruz bazen BEYAZ ve değişimler geçiyoruz MOR..

    Herkesin tonu ayrı,
    Herksin tuvali farklı..

    YanıtlaSil
  6. Tıpkı senin kendin için sectiğin resimde olduğu gibi...

    YanıtlaSil
  7. Renklerın dılı olmus şiirın ve gercekten guzel olmus
    kutluyorum Erkan.

    YanıtlaSil
  8. Tesekkurler Oyku insani. Umarim beyaz tuvallerde gokkusagi renginde mutlu hayatlar yasariz.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikriniz varsa buradan buyurun...

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Allahumme ecirna min şerri siyaset"*

*Baştan söyleyeyim başlıktaki söz; "Allah'ım beni siyasetin şerrinden koru" anlamına geliyor ve koca bir külliyata imza atmış Said Nursi'ye atfediliyor. Ortam o kadar kirlendi ki, artık görüş açıklamaktan çekinir oldum. Geçmişim ortada. Sempati duyduklarım da eleştirdiklerim de... Orta bir yol tutturmaya çalışırken desteklediklerim de karşı çıktıklarım da burada yazılı olarak duruyor. FEM’e gittiğim, ilk üniversite yılımda "hizmetin" yurdunda kaldığım da geçmişimin bir parçası. Bir dönem destekçileri olduğum da... Hatta eleştirilerimin tamamını kapalı kapılar ardında yapıp, partizancasına savunduğum dönemleri de hatırlıyordur arkadaşlarım. Bu nedenle "hizmet" denilen olgunun ne olduğunu az çok bildiğimi düşünürüm. Hatta bir dönem içlerindeki hemen herkesin halisane bir şekilde çalıştığına da bizzat şahidim. Ancak o dönem o kadar kısa sürdü ki... Eminim şu an bile deli gibi memleket ve din adına çalışan, ne yapıyorsa bu uğurda yaptığını düşünen bi

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç

“Herkes ötekidir ve hiç kimse kendisi değildir.*”

Bir cümle, bazen bir yerlerde okuduğunuz, bazen birinin söylediği, bir filmde duyduğunuz ya da birinin gözünüzün içine sokarcasına haykırdığı, bir konu hakkındaki tüm düşüncelerinizi aktarabilir. Öyle bir hisse kapılırsınız ki sanki ömrünüz boyunca düşünseniz, araştırsanız ve didinseniz görüşlerinizi, düşüncelerinizi bu kadar güzel, net ve öz olarak anlatamayacakmışsınız gibi gelir. Geçenlerde bir arkadaşla, hiç kimsenin etrafındakilere karşı dürüst ya da gerçekçi olmadığından konuşuyorduk. O gün bunu anlatmakta oldukça zorluk çekmiştim. Şimdi düşüncelerimi bu konuya bu kadar yoğunlaştırmışken bile zorlanıyorum. Yanlış anlaşılmaması için hemen belirteyim bu dürüstlük ya da gerçekçilik hayatın geneline karşı bir şey değil. İnsanların ikili ilişkilerinde kendilerine ve dışarıdakilere karşı olan dürüstlük ve gerçekçilikten bahsediyorum. Geçmişi doğal olarak bilemiyoruz ama bugün kimse karşısındakini gördüğü gibi kabul edip o şekilde yaklaşmıyor ve yargılamıyor. Kendi duyularımızla öğrendi