Aşk, kendi gönüllerine sığamayan iki kişinin birbirlerinin gönlünde bulduğu ferahlık mıdır yoksa süresiz bir zaman için insanın kendi gönlünden bir başkasının gönlüne taşınması mı?
Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç
Sanırım taşınmak...
YanıtlaSilÇok zor bir soru, daha aşkın ne olduğunu tanımlayamadım ki. Aşk var mı, ondan bile emin değilim? Bir insanın kendi gönlünden başkasının gönlüne taşınması bence yanlış o kişi kendini bile sevememiş ki başka gönle sığınıyor. İnsanların birbirlerinde ferahlık bulması da tamamlamıyor aşkı o ferahlık duyma hissi bir süre sonra geçecek. Sanırım aşk geçici bir his... Ama sevgi dersen kalplerin puzzle gibi birbirini tamamlamasıdır derim.
YanıtlaSilbaşkasının gönlünü kendi gönlünde misafir etmesidir.. Misafir işte, adı üstünde..O da zamanı geldiğinde gider..
YanıtlaSil