Ana içeriğe atla

Yeni kararlar

Adete uyuyorum ben de... Konuya ortasından bir giriş yapıyorum.

Sevmiyorum aslında böyle şeyleri. Doğum günlerini, yıl dönümlerini ya da yıl başı kutlamaları, yazıları ve sözlerini... Sen bunları bilmiyorsun tabii. Neden sevmediğimi bilmiyorum yalanına sığınmayacağım! Biliyorum aslında. Beni görürsen bir gün, belki o zaman açıklarım nedenini.

Geçen yıl şunu yaptım, öncekinde bunu diye sıralamayacağım. Bunda da yalana sığınmayacağım. Sevmediğimden değil. Herkesin aynı şeyi yapmasından dolayı. Ama farklı olmak için değil kesinlikle!

Dostum, ben zamanı bölüp parçalayıp ölçüler tanımlayıp sonra bir sürü beklentiye girmeyi sevmiyorum. Şu vakitten sonra bunu, bundan sonra şunu yaparım gibi şeylerden sıkıldım. Yapmadığımdan değil, sürekli bunları yaptığımdan, bu şekilde yaşadığımdan.

Hayatımı ikiye bölüyorum sanki. Gitmeden öncesi ve döndükten sonrası diye.

Gitmek?

Nereye?

Dönmek?

Nasıl?

Ben yalan söylemeyi de söyleyeni de sevmem. Aslında söyleyeni değil de bunu yaparken çok belli edeni sevmem. Ben yalan söylemem mi? İşte bu ilginç bir soru benim için. Söylerim, çok sık mı değil mi bilmiyorum. Ama ben yoksam bile resimlerime bakıp anlarsın. Biraz önce yalan söylemiş dersin. Çünkü küçük bir çocuk gibi hala yanaklarım allaşır benim yalan söylerken.

Bunlar ne mi?

Senin beni belki de benden çok sonra bulup okuyacağını düşündüğüm için. (Hayır intihara eğilimim yok. Ama evet, ölümümden sonrası genel olarak kastım. Ne bileyim belki daha farklı bir gün gidişim ve teknoloji denen tek dişi kalmışa tamamen sırtımı dönüşümden sonrası.)

Yine mi olmadı?

Bunlar benim kendi kendimle konuşmalarım. Kendime itiraflarım!..

Dostum, seneyi devriye vakti, çok kısa bir süre sonra 2010'u 2011'e devir edeceğiz. Gün, saat, dakika ve sonrasında bir ana sığacak şu devire ne çok anlam yüklüyorlar! Ve ben bunu niye anlamlandıramıyorum?

SEVMİYORUM! Belki ondandır...

Ama yine de yeni yıl bir vesile öyle değil mi? İyi dilekler için.

2011'de değil, tam şu andan sonra herkes için iyiliklerle dolu, mutlu ve umut dolu anlar olsun. İçten sürekli ettiğim kendi bencil duamın kabul olması için bir kez daha amin diyorum. Allah hakkımızda hayırlı olan tüm dileklerimizi gerçek kılsın. Sağlıklı bir yaşam tüm sevdiklerimizle olsun.

Dostum, yeni kararların arefesini çoktan geçtim. Bazılarını da uygulamaya koydum bile. Bir tanesini de pazartesi günü yapacağım. Bir diğeri içinde şeklini belirlemeye çalışıyorum. Herkesin yaptığı gibi -sevmediğim halde- ben de yeni kararlar aldım ve uygulama kararında ve kararlılığındayım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...

Yardım Faaliyetleri ve Organizasyonu Hakkında

17 Ağustos 1999 depreminde sahada bizzat bulunmuştum. Yardım malzemesi yüklü kamyonlarla saha gitmiş. Elimizden gelen çabayı sergilemiştik. O gün kendi başına yapılan organizasyonların eğer çok boyutlu ve iyi planlanmamışsa başarıya ulaşmayacağını anlamıştım. Bugün geldimiz noktada 99 ile kıyaslanamayacak kadar çok yol kat etmiş durumdayız. Afet sonrası hazılıklar ve koordinasyon geçmiş ile kıyaslanamayacak kadar ileri seviyede. Yeterli mi? Değil! Daha iyi mümkün mü? Her zaman! Ancak bir konunun çok net altını çizmemiz gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri bu tarz felaket anlarının vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Onlar olmasa şu an şikayet edecek bir şeyimiz dahi olamazdı. Birkaç yıl önce (2011) bazı yardım kuruluşlarının (Deniz Feneri, Lösev ve Mehmetçik Vakfı) kurban bağışı organizasyonundaki usülsüzlükler ortaya çıkmıştı. Bu kuruluşların simsarlar ve aracılar tarafından kandırıldığı ve aslında ilgili vecibelerin ya hiç ya da eksik yerine getirildiği ortaya çıkmıştı. A...

Hazırlıklı olmak...

Türkiye'de 6 Şubat 2023 günü öyle bir deprem fırtınası yaşadık ki 10 şehrimiz hayatı tamamen durdurcak bir yıkımla karşı karşıya kaldı. Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Adıyaman gibi şehirlerimiz afeti aynı gün 2 kez yaşadı. Bu çağda bazı şeyleri uzun anlatmak çok zor. Çağ hızlı tüketim çağı ve bu nedenle uzun metinlerden hoşlanmıyoruz. Eğer varsa eskiler bile videoları tercih ediyor. Böyle bir girizgaha ne gerek vardı inanın ben de bilmiyorum. Belki de o kadar doluyum ki kısa kısa yazıp geçmek canımı sıkıyor. 17 Ağustos 1999 depreminde organize olabilecek bir ortam yokken sivil inisiyatif ile herkes bir işin ucundan tutmaya çalışmıştı. Naçizane bir şekilde ben de katkıda bulunmak için bir ekibin parçası olarak bölgeye gitmiştim. Elimizde 4 kamyon malzeme ile sokak sokak dolaşmış ve yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmeye çalışmıştık. Sonunda ihtiyacı olanlara tam anlamıyla ulaşamadan ve bir yaraya doğru düzgün merhem olamadan dönmek zorunda kalmıştık. Yardım malzemelerini teslim ede...