Ana içeriğe atla

Ne oldu?

Neyi başardık yine? Ne oldu? Hayatlarımızdan ne eksildi ya da ne katıldı?

Bir sosyal paylaşım sitesini yasakladılar. Mahkeme kararları varmış ve bu cikcik sitesi bunları dikkate almıyormuş! Evet, adaletini herkesin kendisinin sağladığı devirlere geri dönmeyelim! Kendisine hakaret edilen kişi, kurum hakkını arayabilsin. Ama bu bir sistemi komple kapatarak sağlanabilir mi? İşin burası ayrı bir yerde dursun!

Kapatmayı deniyorsunuz da başarılı olabiliyor musunuz? Hayır! Kapattığınız sitelere onlarca farklı yöntem ile erişilebiliyor. O zaman da gülünç duruma düşüyorsunuz. Bu da dursun bir köşede...

“Kökünü kazıyacağım” diyen adam bizzat kendisi kullanmasa dahi sosyal medya danışmanları olan bir adam! Hatta birçok mesajını oradan yayınlamaya da devam ediyor. Bu ne yaman çelişkiyse artık...

Ayrıca kafası çalışmayan insanları sokağa dökmek ve içerideki vatan hainlerine kendi ülkelerini tüm dünyaya şikayet edebilmeleri için fırsat vermiş oluyorsunuz. Yani siz de bir nevi provokatör oluyorsunuz.

Bir çift lafım da sokağa dökülmeye hazır kitleye olsun; Sokağa dökülen Ukrayna, Mısır, Suriye, Libya halkının eline ne geçti? Mısır güzel örneklerden biri... Sivil iktidarı devirmek gayet kolaydı. Çıkıldı sokaklara yurt dışı destek ve askerinde müsaadesi ile yönetim devrildi. Peki şimdi ne olacak? Memnun kalmayan halk devirsin darbeciyi de görelim! Ya Ukrayna örneği ne olacak? Ülkeleri bölünsün diye mi sokaklara döküldü kitleler? Suriye’deki çocukların günahını kim üstlenecek?

Sonuçları itibariyle kendinize, toplumunuza, ülkenize ve hatta üzerinde yaşamaya çalıştığımız şu dünyaya faydası olmayacak hareketlerden kaçınmak lazım. Başlangıçta menfaatlerimizi koruyor gibi gözüksek dahi sonuçları çok farklı yerlere çıkabilir!..

-----
Kamufle'nin sözlerine özellikle dikkat...

http://youtu.be/2WkWhsuZp4I


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç

"Allahumme ecirna min şerri siyaset"*

*Baştan söyleyeyim başlıktaki söz; "Allah'ım beni siyasetin şerrinden koru" anlamına geliyor ve koca bir külliyata imza atmış Said Nursi'ye atfediliyor. Ortam o kadar kirlendi ki, artık görüş açıklamaktan çekinir oldum. Geçmişim ortada. Sempati duyduklarım da eleştirdiklerim de... Orta bir yol tutturmaya çalışırken desteklediklerim de karşı çıktıklarım da burada yazılı olarak duruyor. FEM’e gittiğim, ilk üniversite yılımda "hizmetin" yurdunda kaldığım da geçmişimin bir parçası. Bir dönem destekçileri olduğum da... Hatta eleştirilerimin tamamını kapalı kapılar ardında yapıp, partizancasına savunduğum dönemleri de hatırlıyordur arkadaşlarım. Bu nedenle "hizmet" denilen olgunun ne olduğunu az çok bildiğimi düşünürüm. Hatta bir dönem içlerindeki hemen herkesin halisane bir şekilde çalıştığına da bizzat şahidim. Ancak o dönem o kadar kısa sürdü ki... Eminim şu an bile deli gibi memleket ve din adına çalışan, ne yapıyorsa bu uğurda yaptığını düşünen bi

“Herkes ötekidir ve hiç kimse kendisi değildir.*”

Bir cümle, bazen bir yerlerde okuduğunuz, bazen birinin söylediği, bir filmde duyduğunuz ya da birinin gözünüzün içine sokarcasına haykırdığı, bir konu hakkındaki tüm düşüncelerinizi aktarabilir. Öyle bir hisse kapılırsınız ki sanki ömrünüz boyunca düşünseniz, araştırsanız ve didinseniz görüşlerinizi, düşüncelerinizi bu kadar güzel, net ve öz olarak anlatamayacakmışsınız gibi gelir. Geçenlerde bir arkadaşla, hiç kimsenin etrafındakilere karşı dürüst ya da gerçekçi olmadığından konuşuyorduk. O gün bunu anlatmakta oldukça zorluk çekmiştim. Şimdi düşüncelerimi bu konuya bu kadar yoğunlaştırmışken bile zorlanıyorum. Yanlış anlaşılmaması için hemen belirteyim bu dürüstlük ya da gerçekçilik hayatın geneline karşı bir şey değil. İnsanların ikili ilişkilerinde kendilerine ve dışarıdakilere karşı olan dürüstlük ve gerçekçilikten bahsediyorum. Geçmişi doğal olarak bilemiyoruz ama bugün kimse karşısındakini gördüğü gibi kabul edip o şekilde yaklaşmıyor ve yargılamıyor. Kendi duyularımızla öğrendi