Sonunda tiyatro sezonunu biraz gecikmeli de olsa açtım. Pazar günü "Çıkmaz Sokak" adlı yazarı Türk, yönetmeni Türk, oyuncuları Türk ama içindeki karakterlerin yabancı olduğu... Konunun tanıdık ama oyunculuklarla bir o kadar yabancılaştığı bir oyunla sezonu açtım. Oyunun ikinci perdesinin başında elektrik kesildi. Etrafımdaki yorumları duymanızı isterdim. 10 – 15 dakikadan fazla ne jeneratör devreye girdi ne de her hangi bir duyuru yapıldı. Bir süreden sonra oyuna ara verildiği ve 5-10 dakika içinde yeniden başlayacağı söylendi. Seyircilerin bir kısmı çıkmıştı ki elektrik kesintisi giderildi ve oyun o an yeniden başladı. Kısacası kötü bir sezon başlangıcı yaptım. Oyunu da pek beğenmedim. Nasip, kısmet, hayırlısı…
Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç...
Yorumlar
Yorum Gönder
Fikriniz varsa buradan buyurun...