Eylül'ün sekizine dair yazmak istemedim ve yazmadım. Herkesin sıradan düşüncesine karşı belirli tarihler bende hüznü çağrıştırır. Dünün özel tarihi üzerineyse, hayatımın dördüncü on yıllık döneminin ilk günü de olması üstüne yazmak istedim. Ama ona da iş güçten fırsat bulamadım. Üstüne de İstanbul'da oluşan o sel ve akıl almaz bir şekilde ölen onlarca insan haberleri iyice allak bullak etti beni. Bir de memleketim için de görülmemiş boyutta yağış alacağı uyarısı gelince meteorolojiden; zaten gitmek istiyordum ama şimdi burada geçirdiğim günler iyice uzamaya başladı. İyice sıkıldım kısacası…
Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç
Her birimiz kendi kısır döngümüzde dönüp duruyoruz yeterince üstüne birde bu olaylar eklenince kocam mutsuzlar ordusu yarattık ellerimizle .. Bir birimizi yağmalayarak besleniyoruz ..
YanıtlaSilSıkıldım bende ama en çok sıkılmaktanda sıkıldım neylersin hayat yaşayıp gidiyoruz öylece..
Erkancığım,
YanıtlaSilDoğum günün kutlu olsun ...
Kendinden sıkılmak yerine ,kendinden sıkılmana neden olan huylarınla savaşmayı dene,çevrende seni sıkan şeyleri değiştirmeyi dene.İnsanlara kızmak yerine tevekkül et.Onların özlerinde ki güzellikleri görmeye çalış ve hatta bulmalarına yardımcı ol.Tıpkı istemeden de olsa bana yaptığın gibi...
Kalbinin derinliklerine inmeyi başardığında orada bulduğun güzellikler seni gerçek huzura taşıyacaktır...
Sevgiyle Kal...