Ana içeriğe atla

Beni de dinleyin!

Söyleyecek şeylerim vardır belki! Beni de dinlesenize!..

Bu dünyada açlıktan, yokluktan hatta susuzluktan ölenler var.

İnanmazsınız, bu dünyada üzerine küçük bedeninden katbekat büyük bombalar düşen çocuklar var.

Bir yardım gemisinde şehid edilen canlar var!

Etrafınıza bakın! Görebileceğiniz nice yoksul var. Kimi çöplerde kağıt kimi yiyecek arıyor. Kimseye muhtaç olmama derdinde “kavruluyor”.

Elleri, bacakları kesilen; daha iyi bir dünyaya yelken açtığını düşünürken boğulan Afrikalılar var!

Canlı canlı yakılan Asyalılar var bu dünyada.

Ülkesizliklerinden dert yanamayacak Çingeneler var.

İşitme cihazı olmadığında dünyası susan çocuklar var!

Bastonsuz dışarıya çıkamayan güzel gözlü insanlar var.

Denizi hiç görmemiş, bir dağa hiç tırmanmamış çocuklar var!

Biliyor musunuz? Bu dünyada alerjisi yüzünden pasta yiyemeyen, süt içemeyen çocuklar bile var!

Sayısız üzüntüler var! Sayısız dıramlar...

Ama bunun yanında yanan bir binaya gözünü karartıp dalıveren cengaverler de var.

Bir kuru ekmekten fazlasını yiyemeyen bolluk içinde insanlar var!

Günlerce doğru dürüst uyumadan çalışan, didinenler de!..

Neyse ki varlar dedirten insanlar var!..

Ama siz bunları niye dinleyeceksiniz ki!..

Beni de dinlemezsiniz zaten! Dinler misiniz hiç? İşinize gelecek bir şeyden bahsetmiyorum ki!

En fazla Validemin "Gelirken iki ekmek al oğlum" sözü, Babamın "Dikkat et kendine" tenbihi", bir de en fazla sevdiğimin sevgi sözlerini yakalarsınız! Yukarıdakiler zaten sizin konunuz değil!

Beni niye dinleyesiniz!..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç...

Belki üstümüzden bir kuş geçer

Uzunca zamandır okuyorum. Hem de oldukça fazla. Okuduklarından bende yer edenlerin sayısı çok fazla değil. Bir yazarın belki onlarca eserini okuyor ama içlerinden bir tanesine tav oluyorum. Yüzlerce sayfalık bir şiir kitabından bazen sadece bir tane şiir çıkıyor; acaba benim anladığımı mı yazmış şair dediğim. Ya da bir kitabın bir tek cümlesi beni mest etse yetiyor bana. Uzunca zamandır müzik de dinliyorum. Çok farklı şeyler değil. Ama yinede arada yakaladığım bana özel şeyler de oluyor. Bir şarkının tek bir cümlesi ya da tüm albümdeki tek bir melodi beni alıp götürebiliyor çok uzaklara. Dün aklıma gelmemişti adı Yüksek Sadakat'in "Belki üstümüzden bir kuş geçer" şarkısının. Grup çok başarılı mı? Bence değil. Ama öyle birkaç şarkısı var ki; eh be adam nasıl yazdın bunları dedirtiyor. Gül renginde gün doğarken Boğazdan gemiler usulca geçerken Gel çıkalım bu şehirden Ağaçlar,gökyüzü ve toprak uyurken Dolaşalım kumsallarda Çılgın kalabalık artık uzaklarda Yorulu...

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...