Lâ!
Yok!
Lâ… illâ..!
Başka yok..!
“Yok” ile başlayan bir hikaye öyle bir aşk hikayesine dönüşüyor ki, okuyacağınız en güzel kitaplardan biri olup çıkıveriyor. “Başka yok” diyememenin sıkıntısında biraz boğuluyor, bocalıyor. Biraz uzaklaşıyor başlarda başlanmış olandan. Ama hikayenin aslında, kökünde de zaten bu yatıyor. Uzaklaşıyor insan. Uzaklaşarak cezalanıyor, cezasını ilaç sanıyor.
…ve aşkın yönü şaşıyor. Şaşılan yön zamanı da mazereti de yıkıp geçiyor. Yıktığının tamiri olmayınca kendisi olmuyor, olamıyor. Hükmü beklemeden cezasını kendisi kesiyor. “Lâ” dan dönüş “illâ” ile olmuyor bunun farkına vardırıyor.
Lâ, için geleceğe bir sözüm var: Bir kez daha okuyacağım. Bir kez daha ama daha farklı. Başından kopmuş sonuna rağmen her gece bir bölümünü. Masal edasında masalcasına...
“Başka yok!” sırrında…
Lâ! Lâ… illâ…
** lâ: Arapçada kelimenin başında nefy (kabul edilemezlikten ötürü inkar durumu) edatıdır. Cevap yerine veya yersiz inkârda kullanılır. "Yoktur, değildir" gibi.
Başına eklendiği sözcüğü olumsuz yapan Arapça önek.
*** illâ: İstisna edatıdır. Maada, olmadığı suretle, özellikle, mutlaka, illâ, meğer, aksi hâlde, ne olursa olsun, ancak gibi manalara gelir.
bu lyi oldu hep merak ettiğim ama hiçte araştırmak için uğraşmadığım ama sürekli karşıma çıkan La..(bu arada webte değilim o yüzden şapka işaretim yok) en yakın zamanda bende okuyacağım,ilgili not alınmıştır. gerçekten tşk...
YanıtlaSilKitaplığıöda okunacak kitaplar arasında duruyordu sıra gelmedi daha ..Madem ki bu kadar güzel en kısa zamanda okumam gerek..
YanıtlaSil