Yandaki resim Metallica’nın dördüncü albümü yani “… And Justice For All” un kapağı. “Herkes için adalet…” Evet, herkes için adalet ama nasıl bir adalet! Malum adalet figürünün gözleri kapalı, karşısındakileri görüp de kişiye göre karar vermesin, tarafsızlığı bozulmasın diye. Hatta belki de güçlünün gücünden korkmasın, çekinmesin diye biraz da. Terazisi suçlu ile masumu ayırıyor malum. Elindeki kılıç da hükmü ve hatta hükmün hızını temsil ediyor. Ancak tüm bunların yanında adil olması gereken “Adalet” tam da bu özellikleriyle adaletten uzaklaşıyor. Gözleri kapalı olduğu için güçlü zayıfı ezerek terazinin kefeleriyle oynuyor. “Adalet” hanım göremiyor, malum gözleri kapalı. Kimi zaman nasıl oluyorsa oluyor ve “Adalet” adil bir karar veriyor. Kılıç kalkıyor tam suçluya hak ettiği cezayı verecek. Yine güçlü güçsüzü itiveriyor hışımla inen kılıcın önüne. Gücü yeten yetene bu dünyada -ülkede. Ancak bu kadarla da kalmıyor. Adaletsizlerin arasına “Adalet” de katılıyor. Paran var mı? O zaman istediğin suçu ilersin. Güçlü müsün? O zaman istediğini ezip geçersin. Bunları yaparken yakalandın mı? Yavuz hırsız oluverirsin. “Adalet” mi? Masum, mahzun ve mağrur... Ne var ki yapılacak bir şey yok. Terazi ve kılıç “Adalet” hanımın elinde. Peki ya adalet… Şarkı çok güzel anlatıyor aslında. Hem de ilk cümlesiyle; “Halls of justice painted gren / Adalet salonları yeşile boyalı.” Sadece canım ülkemde değil. Tüm dünyada…
Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç
Yorumlar
Yorum Gönder
Fikriniz varsa buradan buyurun...