Ana içeriğe atla

Doğru Reklamın Gücü (Lenka - Everything At Once)

Windows 8 diyerek mi başlasam? Yoksa Lenka, Evrything At Once diyerek mi? Bir reklamın ne çok şey değiştirebileceğinin en güzel örneği bir şarkı diyerek mi girsem konuya? Baştan söyleyeyim esas olay şarkı.

Windows 8 işletim sistemini ofisteki arkadaşlar birkaç aydır kullanıyorlar. Milyonlarca satırlık yazılım kodunu bir araya getirerek bu şekilde çalıştırmak gerçekten büyük başarı. Bu nedenle yiğidi öldürsek de  hakkını başta teslim etmek lazım. Ama bir önceki sürümünden çok farklı mı Windows 8? Cevap, "Surface" arayüzünü (yani yeni başlat menüsü şeklini) bir yana koyarsak kesinlikle hayır. Ne de olsa teknik olarak gelen değişikliler/yenilikler ortalama kullanıcıyı pek ilgilendirmez. Şu an kullandığınız sistem ihtiyaçlarınızı karşılıyor mu? Sanırım bu soruya birçok kişi, "Evet" der. O halde neden yeni sistemi tercih edelim?

Çünkü reklamlar bize bunu yapmamızı söylüyor. Tıpkı işimizi gören telefonumuzu, henüz eskimemiş ayakkabı ya da çantamızı değiştirmemiz gerektiğini söyledikleri gibi... Microsoft yöneticileri öyle bir şarkı seçmişler ki ben bile satın almama gerek olmamasına rağmen gidip para verip almak istiyorum. (Son zamanlarda bir Ubuntu Linux kullanıcısı olmam ve şirketin lisansları Windows 8'i kapsadığı halde bunu söylüyorum.) Reklamın gücü işte... Takdir etmekten başka bir şey yapamayacağım. Bu şarkıyı seçen arkadaşı da ayrıca tebrik etmek lazım. İşte, ne sattığınız değil nasıl sattığınız/pazarladığınız önemli!

Bu arada küçük bir araştırmayla Lenka'nın neden bu konuda bu kadar başarılı olduğunu bulmak da mümkün.

Şarkının melodisi, sözler ve en önemlisi Lenka'nın söyleme tarzı müthiş. Bir aile kadar güçlü, bir melodi kadar saf...



Lenka - Everything At Once

As sly as a fox, as strong as an ox
As fast as a hare, as brave as a bear
As free as a bird, as neat as a word
As quiet as a mouse, as big as a house

All I wanna be, all I wanna be, oh
All I wanna be is everything
Then realize that the point is being nothing
All I wanna be is nothing*

As mean as a wolf, as sharp as a tooth
As deep as a bite, as dark as the night
As sweet as a song, as right as a wrong
As long as a road, as ugly as a toad

As pretty as a picture hanging from a fixture
Strong like a family, strong as I wanna be
Bright as day, as light as play
As hard as nails, as grand as a whale

All I wanna be oh, all I wanna be, oh
All I wanna be is everything
Everything at once
Everything at once, oh
Everything at once

As warm as the sun, as silly as fun
As cool as a tree, as scary as the sea
As hot as fire, cold as ice
Sweet as sugar and everything nice

As old as time, as straight as a line
As royal as a queen, as buzzed as a bee
Stealth as a tiger, smooth as a glider
Pure as a melody, pure as I wanna be

All I wanna be oh, all I wanna be, oh
All I wanna be is everything
Everything at once

*Eğik yazılı bölümü ben ekledim. Seviyorum şarkılara böyle bir şeyler eklemeyi, değiştirmeyi...

Not: Reklam demişken şu malum içecek firmasının mutlu olmak için bir sürü neden reklamına sinir oluyorum. Hayır, o da iyi bir reklam. Ama savaş sponsoru  bir firmanın oluşturduğu ironik durum beni rahatsız ediyor.

Not: Diğer taraftan MS'in de tekelci ve fahiş fiyat uygulamalarını sevmiyorum. Aynı zamanda komplo teorisine varacak söylentilere girmeyi de gereksiz buluyorum. En azından burası için...

Not: bir de hep söylerim insan sesi doğadaki en güzel enstrüman. Lenka da bunun başka bir kanıtı...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...

Yardım Faaliyetleri ve Organizasyonu Hakkında

17 Ağustos 1999 depreminde sahada bizzat bulunmuştum. Yardım malzemesi yüklü kamyonlarla saha gitmiş. Elimizden gelen çabayı sergilemiştik. O gün kendi başına yapılan organizasyonların eğer çok boyutlu ve iyi planlanmamışsa başarıya ulaşmayacağını anlamıştım. Bugün geldimiz noktada 99 ile kıyaslanamayacak kadar çok yol kat etmiş durumdayız. Afet sonrası hazılıklar ve koordinasyon geçmiş ile kıyaslanamayacak kadar ileri seviyede. Yeterli mi? Değil! Daha iyi mümkün mü? Her zaman! Ancak bir konunun çok net altını çizmemiz gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri bu tarz felaket anlarının vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Onlar olmasa şu an şikayet edecek bir şeyimiz dahi olamazdı. Birkaç yıl önce (2011) bazı yardım kuruluşlarının (Deniz Feneri, Lösev ve Mehmetçik Vakfı) kurban bağışı organizasyonundaki usülsüzlükler ortaya çıkmıştı. Bu kuruluşların simsarlar ve aracılar tarafından kandırıldığı ve aslında ilgili vecibelerin ya hiç ya da eksik yerine getirildiği ortaya çıkmıştı. A...

Hazırlıklı olmak...

Türkiye'de 6 Şubat 2023 günü öyle bir deprem fırtınası yaşadık ki 10 şehrimiz hayatı tamamen durdurcak bir yıkımla karşı karşıya kaldı. Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Adıyaman gibi şehirlerimiz afeti aynı gün 2 kez yaşadı. Bu çağda bazı şeyleri uzun anlatmak çok zor. Çağ hızlı tüketim çağı ve bu nedenle uzun metinlerden hoşlanmıyoruz. Eğer varsa eskiler bile videoları tercih ediyor. Böyle bir girizgaha ne gerek vardı inanın ben de bilmiyorum. Belki de o kadar doluyum ki kısa kısa yazıp geçmek canımı sıkıyor. 17 Ağustos 1999 depreminde organize olabilecek bir ortam yokken sivil inisiyatif ile herkes bir işin ucundan tutmaya çalışmıştı. Naçizane bir şekilde ben de katkıda bulunmak için bir ekibin parçası olarak bölgeye gitmiştim. Elimizde 4 kamyon malzeme ile sokak sokak dolaşmış ve yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmeye çalışmıştık. Sonunda ihtiyacı olanlara tam anlamıyla ulaşamadan ve bir yaraya doğru düzgün merhem olamadan dönmek zorunda kalmıştık. Yardım malzemelerini teslim ede...