Ana içeriğe atla

Londra 2012 Olimpiyat Oyunları Açılış Töreni ve Bize Söyledikleri

Geçtiğimiz hafta sonunda Olimpiyat Oyunları'nın Londra 2012 açılışı töreni vardı. Pekin'deki açılış töreninden sonra daha ilginç bir şey olmalıydı. Ama ben bu kadarını beklemiyordum. Daha güzeldi, iyiydi, muhteşemdi kısmında değilim. İngiltere başka bir şey yaptı. Londra 2012 açılış töreninde bir şeyin altını çok net, kalın ve koyu çizgilerle çizdi: "Modern kültür dediğiniz şey benim" ya da "Benim modern kültürüm aynı  zamanda hepinizin kültürü" dedi. Hem de üstüne basa basa...

Yakın tarihlerindeki hemen hepimizin tanıdığı; tarihi, hayali, siyasi, sportif, sanatçı, bilim adamı, ne kadar ünlü kişiliği varsa gözlerimizin içine baka baka, "Siz bunları zaten tanıyorsunuz," dediler "ister 10 yaşında olun ister 70!"

Onların açısından bakarsak, açılış töreni; hem görsel olarak hem içerik olarak hem de sunum olarak muazzamdı. İzlerken de keyif verdi. Ayrıca sağlık sistemi vurgusu, dijital devrim konusu da çok başarılı işlendi. Bunu işlerken de "Bu devrimin başlangıcı da bana ait" dedi İngiltere. Hele meşalenin oluşturulmasında her bir taç yaprağın katılımcı ülkelerce taşınması ve meşalenin herkesin gözü önünde birleştirilmesi çok iyi kurgulanmıştı. Kısacası açılış töreni bir bütün olarak çok başarılıydı. Hem verdiği mesaj hem de sunumu açısından...

Bizim açımızdan, kültür ithalatında ne kadar ileri geçtiğimizi, kendi kültürümüzün başka potalarda nasıl eridiğini göstermesi açısından oldukça düşündürücüydü. Evet, dünya hızla dijital bir köy oluyor. Bu köy olma yolunda da kültürler birbirlerinden etkileniyor. Ancak bu etkilenmenin şiddeti kesinlikle eşit değil! Bu eşitsizlikse bize göre daha zayıf olan kültürleri çoktan asimile etmiş durumda. Bizse sıramızı bekler gibi bir ruh hali içindeyiz...

Bir de bir şeyi çok merak ediyorum: Bir gün bize de bir olimpiyat düzenleme şansı doğarsa acaba biz açılış törenini nasıl yapardık?

Not: Londra 2012 açılış töreni ile ilgili bazı resimler ve videolar aşağıdaki bağlantılarda

http://www.bbc.co.uk/turkce/multimedya/2012/07/120727_olympic_opening_gallery.shtml

http://www.london2012.com/photos/galleryid=1303910/#fireworks-are-set-off-around-the-olympic-stadium

http://www.video-izlesen.net/2012-londra-olimpiyatlari-acilis-toreni-izle.html

Yorumlar

  1. Açılışla ilgili farklı bir yorum olmuş..Güzel olmuş,haklı olmuş,düşündürücü olmuş.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikriniz varsa buradan buyurun...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç...

Yardım Faaliyetleri ve Organizasyonu Hakkında

17 Ağustos 1999 depreminde sahada bizzat bulunmuştum. Yardım malzemesi yüklü kamyonlarla saha gitmiş. Elimizden gelen çabayı sergilemiştik. O gün kendi başına yapılan organizasyonların eğer çok boyutlu ve iyi planlanmamışsa başarıya ulaşmayacağını anlamıştım. Bugün geldimiz noktada 99 ile kıyaslanamayacak kadar çok yol kat etmiş durumdayız. Afet sonrası hazılıklar ve koordinasyon geçmiş ile kıyaslanamayacak kadar ileri seviyede. Yeterli mi? Değil! Daha iyi mümkün mü? Her zaman! Ancak bir konunun çok net altını çizmemiz gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri bu tarz felaket anlarının vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Onlar olmasa şu an şikayet edecek bir şeyimiz dahi olamazdı. Birkaç yıl önce (2011) bazı yardım kuruluşlarının (Deniz Feneri, Lösev ve Mehmetçik Vakfı) kurban bağışı organizasyonundaki usülsüzlükler ortaya çıkmıştı. Bu kuruluşların simsarlar ve aracılar tarafından kandırıldığı ve aslında ilgili vecibelerin ya hiç ya da eksik yerine getirildiği ortaya çıkmıştı. A...