Geçen hafta başından beri etrafımdaki insanlar beni şaşırtmaya devam ediyor. Sadece etrafımdakilerde değil güvendiğim insanlardan da akıl almaz sözler duyuyorum. İsrail denen terörist devletin son yaptıklarından sonra insanlar haklı olarak tepki verdiler. Tepki verdiler vermesine ama hep sonuna bir “ama” iliştirerek ya da akıl almaz öneriler ortaya atarak. Biri, “Bu yapılan akıl almaz, terörist devletten izin almak gerekirdi. Ben benim yardım kuruluşum böyle bir taleple geldiğinde hep aynı şeyi salık veriyorum.” diyiverdi.(Burada “Söz gümüşse sükût altındır.” Deyişi geliyor aklıma. Söylenme amacı iyi dahi olsa sonuçları berbat bence.) Bir başkası, “Hadi topyekûn savaşalım, intikamımızı alalım.” diye savaş çığlıkları atıyordu. Bu ikisi de aklına ve mantığına, zekâsına güvendiğim insanlardı. Bu konuda artık ikisine de olan saygımı yitirmiş bulunuyorum. Ülkemin başbakanıysa ondan bu sefer beklediğim şeyleri yapıyor. (Her zaman ki gibi yapmaması gerektiğini düşündüğüm bir ton şey de yapıy
Etrafımdaki duvar beni içeriye değil, diğerlerini dışarıya hapsediyor!
bazen bazı cümleler öyle zamanda çıkar ki karşısına insanın, sadece okur okur okursun. bir kaç cümleden ibaret değildir çünkü okudukların...
YanıtlaSilşu an da okuduğum senin cümlelerin gibi...
ve ben o korları üzerinde yürürken ve aynı zamanda ölürken korkudan, hep mevlana'nın şu cümlelerine sığındım;
üzülme der mevlana. bir yandan korku, bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun. tek kanatla uçulmaz zaten...
öyle işte...