Ana içeriğe atla

Kaos

İlk ne zaman tanıştım? Tam olarak hatırlamıyorum, sanırım 98 ya da 99 yılıydı. O kadar ki günlüğe isim düşünürken Kör Saatçi'deki plansız düzensizlikler ve karşıt görüşü olan planlanmış düzen kavramını ifade eden "Saatçi* ve Kör Saatçi**" kavramlarını seçmiş ve spot olarak da "Kâinatta mutlaka bir düzen hâkim olmalı. Eğer öyleyse bu düzen neden Kaos olmasın..!" diye eklemiştim. Konusu doğrudan kaos olmasa da hediye bir kitap olan Kör Saatçi ilk kitaptı bu konuda okuduğum. (Kör Saatçi raslantısal bir düzenin varlığını savunur.) Ondan sonra ne kadar kitap okumuşum aynı konu etrafında dönen farkına varmamıştım. O kadar çok yazar ve kitapla tanışmışım ki bunu ancak özet denebilecek bu kitapla tanışınca fark ettim. İçinde adını bilmediğim ya da kitbını veya en azından birkaç makalesini okumadığım kişi yok gibi. Kaos denilen kavramı merak eden varsa bir göz atmasında fayda var. Gerçekten güzel bir özet olmuş...

Ian stewart in kitabın sonundaki görüşleri özellikle okunmalı...

"Kaosun kendi düzeni vardır ve her düzende kaos saklıdır. Ya da şöyle diyelim; düzen düzensizliği yaratır ve düzensizliğin bir düzeni vardır. Peki şu nasıl? Kaos, matematiksel bir teorisi olan büyük bir kargaşadır; şaşırtıcı ve tartışmalıdır. Lorenz'e göre, kaos, kelebeğin kanat çırpışıyla kilometrelerce ötede kasırgalar yaratadandır. Yunan mitolojisine göre, her şeyden önce var olan ve "o" olandır. Ovidius'a soracak olursanız,"evrenin içindeki doğa"dır. Nietzsche'ye göreyse, "dans eden bir yıldız dogurabilmesi için insanın içinde kaos olmalıdır". Gel de çık işin içinden! Nedir bu kaos? Düzenin içindeki düzensizlik mi, yoksa düzensizliğin içindeki düzen mi? Şiirsel bir anarşi mi, yoksa fiziksel bir gerçeklik mi?

Kaosu anlamak için her şeyden önce teorisini anlamak gerekiyor. Ziauddin Sardar'ın yazdığı, Iwona Abrams'ın resimledigi Kaos, hayvan nüfusundaki değişimden borsadaki iniş çıkışlara kadar pek çok olayda, kaosun, varlığını nasıl hissettirdiğini açıklıyor. Modern matematik ve fiziksel kaosun köklerini, kaosla karmaşıklık arasındaki bağlantıları araştırıyor ve bütün karmaşık sistemlerin basit kurallardan türedigini ileri sürüyor."

Yukarıdaki bölüm kitabın arkasında yazanlardan alındı. Sadece bu bilgilerden haketle dahi raslantısallığın çok olası olmadığını söylemek mümkün. Yeterince uzun gözlendiğinde her kamaşık ve raslantısal gibi görülen sistemin dahi bir düzeninin olduğunu söyleyebiliriz. Üzerinde çok konuşamayacağım. Ancak epeyce kafa yorabileceğim bir konu, Kaos.
* William Paley (1743-1805), Doğal Teoloji kitabında bir yaratıcı olma kavramını bir ssat üzerinden anlattığı kavram.
** Clinton Richard Dawkins (1941- ), Kör Saatçi kitabında William Paley'in Saatçi kavramına karşı ortaya sürdüğü kavram.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç...

Yardım Faaliyetleri ve Organizasyonu Hakkında

17 Ağustos 1999 depreminde sahada bizzat bulunmuştum. Yardım malzemesi yüklü kamyonlarla saha gitmiş. Elimizden gelen çabayı sergilemiştik. O gün kendi başına yapılan organizasyonların eğer çok boyutlu ve iyi planlanmamışsa başarıya ulaşmayacağını anlamıştım. Bugün geldimiz noktada 99 ile kıyaslanamayacak kadar çok yol kat etmiş durumdayız. Afet sonrası hazılıklar ve koordinasyon geçmiş ile kıyaslanamayacak kadar ileri seviyede. Yeterli mi? Değil! Daha iyi mümkün mü? Her zaman! Ancak bir konunun çok net altını çizmemiz gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri bu tarz felaket anlarının vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Onlar olmasa şu an şikayet edecek bir şeyimiz dahi olamazdı. Birkaç yıl önce (2011) bazı yardım kuruluşlarının (Deniz Feneri, Lösev ve Mehmetçik Vakfı) kurban bağışı organizasyonundaki usülsüzlükler ortaya çıkmıştı. Bu kuruluşların simsarlar ve aracılar tarafından kandırıldığı ve aslında ilgili vecibelerin ya hiç ya da eksik yerine getirildiği ortaya çıkmıştı. A...