Ana içeriğe atla

Fotoğraflar

Dostum, tüm fotoğraflar toplatılmalı! Şu anda kullanılan tüm makineler de! Eski tip cihazları da unutmamak lazım, yani tüm renkli filmlerde yasaklanmalı. Fotoğrafın fotoğraf olduğu anlaşılmalı çünkü. Tüm fotoğraflar siyah beyaz olmalı sırf bu yüzden. Renkli karelerin hepsi yok edilmeli! Fotoğraf sanatının esas temeline geri dönülmeli.

Hadi dostum, ilk sen başla. Ne kadar 06 Ocak 2011 tarihli fotoğraf bulduysan ya yırt ya sil ya da gönder bana ben renklerini alıp gönderirim sana. 07 Ocak 2011 tarihinden sonra da yenisi çekilmeyecek, söz ver bana! Aman dikkat et elinde hiç renkli fotoğraf kalmasın.

Ne saçların, ne gözlerin rengi belli olmasın! Yüzlerdeki çilleri hafızamızdan çağıralım. Mega pikseller de yasaklasın dostum. Yüksek çözünürlüklü tüm cihazların çıktıları yok edilsin. Baharda lastik yerine onları yakıp üstlerinden atlayalım. Hepsini yakalım!

Sinema perdeleri de üç beş boyutlu falan olmasın. Burnumun ucundan çiçek böcek geçsin istemiyorum ben. Perdeden akan o noktalar, karlı sahnelere karışan karalıklar, arada kayan filmler benim görmek istediğim. Hatta sessiz döneme geri dönelim. O olmaz diyorsan en azından arada ses senkronizasyonu kaybolsun. Dudak okuyalım yeniden.

Dostum, devletin yasaklaması için el ele verelim hadi. Başkaları yumurta ata dursun, gel biz renkli fotoğraf kareleri ve filmleri atalım devlet adamlarının üzerilerine!..Tüm renkli kareler yasaklansın ve toplatılsın diye baskı grupları kuralım.

Dostum, dudaktaki o kahpe kırmızısı ruju onlar olmasa da hatırlarım ben. Memleketimin mavi denizi, yeşil dağını tepesini de unutacak değilim. Faşist ya da komünist diye çağıracaklar bizi, takma kafana. Ben bugün takmıyorum en azından, sen de şimdiden sonra dert etme..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç...

Belki üstümüzden bir kuş geçer

Uzunca zamandır okuyorum. Hem de oldukça fazla. Okuduklarından bende yer edenlerin sayısı çok fazla değil. Bir yazarın belki onlarca eserini okuyor ama içlerinden bir tanesine tav oluyorum. Yüzlerce sayfalık bir şiir kitabından bazen sadece bir tane şiir çıkıyor; acaba benim anladığımı mı yazmış şair dediğim. Ya da bir kitabın bir tek cümlesi beni mest etse yetiyor bana. Uzunca zamandır müzik de dinliyorum. Çok farklı şeyler değil. Ama yinede arada yakaladığım bana özel şeyler de oluyor. Bir şarkının tek bir cümlesi ya da tüm albümdeki tek bir melodi beni alıp götürebiliyor çok uzaklara. Dün aklıma gelmemişti adı Yüksek Sadakat'in "Belki üstümüzden bir kuş geçer" şarkısının. Grup çok başarılı mı? Bence değil. Ama öyle birkaç şarkısı var ki; eh be adam nasıl yazdın bunları dedirtiyor. Gül renginde gün doğarken Boğazdan gemiler usulca geçerken Gel çıkalım bu şehirden Ağaçlar,gökyüzü ve toprak uyurken Dolaşalım kumsallarda Çılgın kalabalık artık uzaklarda Yorulu...

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...