Ana içeriğe atla

“Lost” - altı sezonun özeti!

Evet, 6 -Yazıyla ALTI- senedir insanları peşinden sürükleyen dizi geçen gün bitti. Son bölümüne kadar insanlar “Lost” dizisindeki olayların “Neden?”, “Nasıl?” ve “Kim kimdir?” gibi onlarca hatta yüzlerce sorunun cevabını beklediler. Hatta herkes kendine göre yorumlar ortaya koydu. “Lost” ile ilgili siteler açıldı, sözlüklerde tartışma konuları en çok içerik girilen ve okunanlar arasında yer aldı.

Peki, sonra ne oldu? “Lost” denilen şu dizinin sonunda ne oldu? (Yanlış anlaşılmayı engelleme notu: 3. Sezonundan başlayarak yani ilk üç sezonu seri şekilde izleyip, son 3 senedir ben de takip edenlerdenim. O yüzden izleyenlere laf çakmaya çalışmıyorum.) “Lost” dizisin ne olduğunu söyleyeyim hemen. İrfan’ın dediği gibi “ ’Lost’ diziyi izlerken kaybettiğin zamandır. ”

Dizinin sonunu da söyleyeyim de bari tam olsun. Bir şekilde dizi kahramanlarının hepsi ölü veya ölüyor ve son sezonda normal dünya/zaman diye düşündüklerimizin hiçbiri gerçek değil. Bir de adanın bir tıpası var -hani şu küvetlerde olanların bira daha büyüğü- onu çekerseniz ada batıyor. Aman dikkat...

…ya da aşağıdaki gibi kısa bir özet de düşünebiliriz. (Özellikle "pamuk" kısmına dikkat!)

Yorumlar

  1. Nedense bu dizi bana bir hayli itici ve sıkıcı geldi izleyenlerin aksine ..Hani böyle bütün dünya peşinde felan ya sevmem ben o tarz kitlesel olayları eğer ben bir şeyi seveceksem bu hep gözden kaçan ve çok az izlenen görülen bişiy olmalı ve ben bunun farkındalığıyla mutlu olmalıyım :))

    bu bencillik mi acaba erkan bilemedim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikriniz varsa buradan buyurun...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç...

Belki üstümüzden bir kuş geçer

Uzunca zamandır okuyorum. Hem de oldukça fazla. Okuduklarından bende yer edenlerin sayısı çok fazla değil. Bir yazarın belki onlarca eserini okuyor ama içlerinden bir tanesine tav oluyorum. Yüzlerce sayfalık bir şiir kitabından bazen sadece bir tane şiir çıkıyor; acaba benim anladığımı mı yazmış şair dediğim. Ya da bir kitabın bir tek cümlesi beni mest etse yetiyor bana. Uzunca zamandır müzik de dinliyorum. Çok farklı şeyler değil. Ama yinede arada yakaladığım bana özel şeyler de oluyor. Bir şarkının tek bir cümlesi ya da tüm albümdeki tek bir melodi beni alıp götürebiliyor çok uzaklara. Dün aklıma gelmemişti adı Yüksek Sadakat'in "Belki üstümüzden bir kuş geçer" şarkısının. Grup çok başarılı mı? Bence değil. Ama öyle birkaç şarkısı var ki; eh be adam nasıl yazdın bunları dedirtiyor. Gül renginde gün doğarken Boğazdan gemiler usulca geçerken Gel çıkalım bu şehirden Ağaçlar,gökyüzü ve toprak uyurken Dolaşalım kumsallarda Çılgın kalabalık artık uzaklarda Yorulu...

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...