Günlük tutmaya eli gitmiyor insanın. Ne çok kişi göçtü geçtiğimiz yıl diye yazıyordum birkaç yazı önce. Ama o zaman daha kayıpların bitmediğini bilmiyordum. Beklemiyordum. İnsan beklemediği yerden yara alıyor. Bir, iki, üç... Bitmiyor. Eksiliyorum. Giden gidiyor da geri kalan her seferinde biraz daha eksiliyor. Yazamadım. Çocukluğumdan büyük bir parça gitti. Gençliğimin en sert, en güzel, en mert anıları gitti. Yazamadım. Öğretilerim, öğretmenlerim, dostlarım, akrabalarım gitti. Biriktirdiklerimi de alıp gittiler. Yazamadım. Bunu not düş tarihe, tarihinde not düş diye düşündüm çok zaman. Elim gitmedi bir türlü. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), "Kişiye nasihat olarak ölüm yeter" buyurmuş. Geriye bakıp düşündüğümde ölümle gerçekten tanıştığım ilk zaman 17 yaşında olduğumu hatırlıyorum. Ölümün ne olduğunun musallada yatan abim ile tek başıma kaldığımda fark etmiştim. O günü hiç unutmadım. O gün gibi hiç üzülmedim. Ama bu sene bir başka... Artık kayıplardan, cenazelerden, bizzat içi
Alfabe
YanıtlaSilA’da doğdum
Çocukluğum geçti B’de
C’de gençliğe attım adımımı
Ç’nin çengeline takıldım düştüm
Ayağa kalktım D ile
Merhem oldu E yüreğime
Zaman aktı gitti böyle
Sonra N çıktı karşıma ansızın
Değişti dünya bütün
N’nin her köşesi canımı yaksa da
Bir başka mutluydum artık
Bütün kuş isimleri N ile başlar oldu
Bütün sevdalara N kazınmıştı
Kalpler N şeklindeydi gözümde
Bütün harfleri geçtim
Elif ve alfa bile kıskandı N’yi
Tuttum
İlk harfi yaptım alfabemin
Anlamadı
En çok Z darıldı bana
N’de ölmek istediğim için
Böyle yoruma can kurban. Neyseki benim alfabem bu kadar uzun değil...
YanıtlaSilTeşekkürler.