Ana içeriğe atla

Kısa devre

Kısa devre, bir elektirik devresinde akımın normal yolu dışında daha kısa ve dirençsiz bir yolu tercih etmesi ile ortaya çıkan aksaklık olarak özetlenebilir.

Vikipedi maddesinde;

Devrenin görevi kaynağın ürettiği akımın bu yük üzerinde harcanmasıdır. Akan akım, kaynağın geriliminin yük direncine bölünmesiyle bulunur. Yük üzerinde harcanan güç ise kaynağın gerilimi ile akımın çarpımıyla verilir. Kısaca,
Burada P watt (W) cinsinden güç, V volt (V) cinsinden kaynak gerilimi, I amper (A) cinsinden akım şiddeti, R ohm (Ω) cinsinden dirençtir. Üreteç gücü de bu güç harcamasına uygun seçilir.



Örnek: Bir gerilim kaynağı 100 V üretmektedir. Bu kaynak en fazla 5 A çekecek şekilde üretilmiştir.
Kaynağın bağlı olduğu eş değer yük 50 Ω dır. Kablo direnci ihmal edilebilecek kadar küçüktür. Normal şartlar altında eşdeğer direnç 50 Ω olduğundan, kaynaktan 2 A akım çekilmektedir. 2 A kaynağın kapasitesi içersindedir.

Ancak, bir arıza, hatalı bağlantı vb. sonucu, yüke paralel 1 Ω lık bir kısa devre meydana gelirse, bundan doğacak sakıncalar şunlardır:

1 Ω luk kısa devre kaynaktan (yükün çektiği akım gözardı edilse bile ) 100 A kadar akım çeker. Bu kadar yüksek akım kaynağın kapasitesi üzerindedir. Şayet önlem alınmamışsa, kaynak kısa süre içinde arızalanır. Öte yandan, kısa devrenin olduğu yerde, kaynak arızalanıncaya kadar, 10.000 w (=10 kW) kadar bir güç harcanır ki, ısı haline gelecek bu enerjinin çevreye çok büyük zarar vereceği ortadadır.

Kısa devre bu şekilde anlatılıyor. Ortamda göz ardı edilebilecek kadar küçük bir direnç ile bir kısa devre oluşursa aşırı yüklenme, kuralsızlık, hazırlıksızlık, ısınma gibi sorunlardan dolayı devre önce güç kaynağından başlayarak kendini ve etrafını yakacak şekilde imha olur.

Dünya da şu an bunun gibi kısa devrelerin tek tek patlamaları hadisesi ile karşı karşıya. Önce adı Arap baharıydı. Uzaklardaysa sıkıntı yoktu. Kısa devreler oralarda yangına dönmüş ve etrafını da tehdit eder hale gelmişti. Oralardaki kısa devreler ülkelerin tüm zenginliklerinin belirli bir zümre (1 Ω direnç) üzerinden geçmesi ve tüm gücün onlarda toplanmasıydı. Bir çoğunda halk güç kaynağının kontrolünü ele alarak sorunu çözebileceğini düşündü. Ama güç kaynağı kontrol edilemeyecek kadar ısınmıştı ve patladı. Sonrası? Sonrası kargaşa ve içinden çıkılamazlık!

Şimdi Avrupa'nın sınırındaki ülkeler bir bir kısa devre emareleri göstermeye başladılar. Ukrayna adı konmamış bir iç savaş halinde. Suriye'de iki tarafın da ayrı ayrı desteklendiği bir iç savaşta neler olabildiğini gördük, görüyoruz. Şimdi aynı şeyi açıktan Ukrayna üzerinde de yapıyorlar. Halk (akım) bazen daha az engel (direnç) gördüğü için kısa yolları tercih edebiliyor. Ancak bunun sonucunda tercih edilen kısa yol izdihamı kaldıramıyor ve devre yanıyor. Ukrayna'da insanların ilk olarak neden sokaklara döküldüğünü hatırlayan var mı? Ülkenin Avrupa Birliği'nden koptuğunu düşünüyorlardı. Ya şimdi?..

Dünyanın her tarafında buna benzer onlarca belki de yüzlerce örnek verebiliriz. Dünya halkları hızla kendi kıyametlerini hazırlıyorlar. Bu kısa devreler bizi iyi bir yere ulaştırmayacak! Bugün yalıtılmış olarak yaşadığını düşünen orta Avrupa da elbet dünya savaşlarını hatırlayacaktır!

Bu kadar karmaşayı organize edecek bir el (ülke, aile ya da ırk) olduğuna inanamıyorum. Bu çok fazla... Ancak ısrarla tüm ülkelerin karıştırılmaya çalışıldığı da bir gerçek. Bakın vatanımıza; insanları gerecek, aşırı yükleyecek, onlarca kısa devre oluşmuş durumda. Israrla direniyor olmamıza rağmen bu devrenin de güç kaynağı bir yere kadar dayanabilir. Bireysel olarak seçtiğimiz kısa yollar bizi iyi bir yere götürmüyor. Trafikte ters yöne sapmak gibi bir şey bu ve biz karşıdan gelen herkese "küfür" ederek ilerlemeye çalışıyoruz.

Biz masum dünyalıları; yaşam yerlerini yok etmekten alıkoyacak, çok düşünceli ve nazik bir uzaylı ırkı olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu yüzden Holuvud filmlerine bakıp da böyle bir beklenti içine girmeyin!

Not: Bu halk başka bir “kısa devre”den kaçmak için bir başka “kısa devre” seçmiş olabilir. Ancak “kısa devre”lere daha fazla yüklenmek güç kaynağının çok daha hızlı tükenmesi ve devrenin kendini daha hızlı yakmasıyla sonuçlanır.  Unutmayın!

Yorumlar

  1. Dünyada ve ülkemizde bir kaos hali :(

    Allah sonumuzu hayr eylesin..Gerçi biz kendimizi düzeltmezsek Rabbimiz de olumsuzlukları düzeltmeyeceğini söylüyor!..aklımızı başımıza almamızın UMARIM vakti geçmemiştir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikriniz varsa buradan buyurun...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç...

Yardım Faaliyetleri ve Organizasyonu Hakkında

17 Ağustos 1999 depreminde sahada bizzat bulunmuştum. Yardım malzemesi yüklü kamyonlarla saha gitmiş. Elimizden gelen çabayı sergilemiştik. O gün kendi başına yapılan organizasyonların eğer çok boyutlu ve iyi planlanmamışsa başarıya ulaşmayacağını anlamıştım. Bugün geldimiz noktada 99 ile kıyaslanamayacak kadar çok yol kat etmiş durumdayız. Afet sonrası hazılıklar ve koordinasyon geçmiş ile kıyaslanamayacak kadar ileri seviyede. Yeterli mi? Değil! Daha iyi mümkün mü? Her zaman! Ancak bir konunun çok net altını çizmemiz gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri bu tarz felaket anlarının vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Onlar olmasa şu an şikayet edecek bir şeyimiz dahi olamazdı. Birkaç yıl önce (2011) bazı yardım kuruluşlarının (Deniz Feneri, Lösev ve Mehmetçik Vakfı) kurban bağışı organizasyonundaki usülsüzlükler ortaya çıkmıştı. Bu kuruluşların simsarlar ve aracılar tarafından kandırıldığı ve aslında ilgili vecibelerin ya hiç ya da eksik yerine getirildiği ortaya çıkmıştı. A...