Hiç denediniz mi cüssesi de kilosu gibi büyük olan bir yükü kaldırıp taşımayı? Öyle halter gibi derli toplu değil hacmi de büyük olan, kaldırmak için semer ya da ip kullanmadığınız bir yük. Eğer yardım alabilirseniz bu öyle çokta matah bir şey değildir. Kilonuzun iki katını bile kaldırabilirsiniz. Ama iş taşımaya gelince yine yalnızsınızdır ve birkaç adımdan sonra yük gittikçe ağırlaşmaya başlar.
Peki ya yardım alamıyorsanız. Önce yükü biraz yüksekçe bir yere çekersiniz. Sonra yüke sırtınızı verir ve omuzlarınıza doğru çekersiniz. Sonrasında yere iyice eğilir ve ellerinizi ve dizinizi zemine dayayarak doğrulursunuz. Hepsi bu. Eğer yükü bu şekilde omuzlayabilirseniz istediğiniz yere kadar taşıyabilirsiniz. Önemli olan yükü omuzlamadan önce yere eğilmeniz, ellerinizin ve dizlerinizin yere değmesi/vurması gerektiğini bilmenizdir.
Halterciler gibi bir anlık değil. Uzunca bir süre taşımanız gereken bir yükten bahsediyorum. Bunun için başta edindiğiniz bilgiyi belirli aralıklarla tekrarlamanız gerekir. Bazen yükü tamamen sırtınızdan indirmeniz gerekir. Ama bu, yeniden yükle birlikte ayağa kalkmanızı da gerektirir. Tekrar ve tekrar...
Bir girdaba kapıldığınızda da sizi kurtaracak şey ona karşı değil onunla birlikte yüzmeniz gerektiği bilgisidir.. İşte hayat da tam olarak böyledir. Onu ne kadar iyi yaşadığınız onu ne kadar iyi okuduğunuz ve anladığınız ile ilgilidir.
Sabah elleriniz ve dizleriniz yere vurarak doğrulursunuz. Tüm gün omuzlarınızdaki yükü hedefine taşımak için arada yine yükü yere bırakır ve elleriniz ve dizlerinizi yine yere vurarak doğrulursunuz. Akşam olup evinize döndüğünüzde ellerinizi ve dizlerinizi yine yere vurarak yükünüzü yere en yakın olduğunuz yerde bırakırsınız. Hedef yerine ulaşmıştır. Gece hesaba çekilmiş bir günün ardından rahatça uyursunuz ve sabah aynı döngü yine başlar. Bu yolda size en çok yardımcı olacak şey bilgi ve tecrübelerinizdir...
Peki ya yardım alamıyorsanız. Önce yükü biraz yüksekçe bir yere çekersiniz. Sonra yüke sırtınızı verir ve omuzlarınıza doğru çekersiniz. Sonrasında yere iyice eğilir ve ellerinizi ve dizinizi zemine dayayarak doğrulursunuz. Hepsi bu. Eğer yükü bu şekilde omuzlayabilirseniz istediğiniz yere kadar taşıyabilirsiniz. Önemli olan yükü omuzlamadan önce yere eğilmeniz, ellerinizin ve dizlerinizin yere değmesi/vurması gerektiğini bilmenizdir.
Halterciler gibi bir anlık değil. Uzunca bir süre taşımanız gereken bir yükten bahsediyorum. Bunun için başta edindiğiniz bilgiyi belirli aralıklarla tekrarlamanız gerekir. Bazen yükü tamamen sırtınızdan indirmeniz gerekir. Ama bu, yeniden yükle birlikte ayağa kalkmanızı da gerektirir. Tekrar ve tekrar...
Bir girdaba kapıldığınızda da sizi kurtaracak şey ona karşı değil onunla birlikte yüzmeniz gerektiği bilgisidir.. İşte hayat da tam olarak böyledir. Onu ne kadar iyi yaşadığınız onu ne kadar iyi okuduğunuz ve anladığınız ile ilgilidir.
Sabah elleriniz ve dizleriniz yere vurarak doğrulursunuz. Tüm gün omuzlarınızdaki yükü hedefine taşımak için arada yine yükü yere bırakır ve elleriniz ve dizlerinizi yine yere vurarak doğrulursunuz. Akşam olup evinize döndüğünüzde ellerinizi ve dizlerinizi yine yere vurarak yükünüzü yere en yakın olduğunuz yerde bırakırsınız. Hedef yerine ulaşmıştır. Gece hesaba çekilmiş bir günün ardından rahatça uyursunuz ve sabah aynı döngü yine başlar. Bu yolda size en çok yardımcı olacak şey bilgi ve tecrübelerinizdir...
Ne güzel bir yazı olmuş. Ama bazen ruhtaki yükler her zaman ağırlık yapıyor.
YanıtlaSil