Senin dilinde konuşulsa, insanları senin milletinden de olsa başka memlekette olmak zor. Kıbrıs topraklarındayım iki gündür. Her şey bir garip geliyor. Direksiyonlar sağda, trafik sağda, insanlarla sağda –ne onlar beni ne ben onları anlıyorum-, sokaklar bomboş (İstanbul’a göre değil gerçekten bomboş). Hatta otel bile bomboş. Gerçi bu akşam otelin neden –daha doğrusu neresinin- boş olduğunu anladım. Tüm millet kumarhanede yatıp kalkıyor sanırım. İğne atsan yere düşmeyecek. Sadece bir göz atmak için girdim ve girdiğim gibi de çıktım. Terasta ki yemek katında sadece iki - üç kişi vardı. Kafeteryaya indim sadece bir kişi var o da bilgisayar önünde internette. Dedim çıkıp biraz dolaşayım. İnanın İstiklal caddesinin arka sokaklarında kimselerin olmadığı sokaklarda dolaşıyormuş gibi hissettim kendimi. Neyse uzun lafın kısası insanın memleketi gibisi yok… Bülbül altın kafeste ama ille de vatanım diyor yani…
Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç...
yavru vatanda olsa doğru kendi vatanın gibi olmaz ama şuda var ölü mevsim şimdi oraları.. yaz aylarında gitmiş olsanız emlnim daha farklı gözlerle bakardınız.. umarım o halinide görme şansınız olur..
YanıtlaSilben de aynı seyı soyleycekyım
YanıtlaSilölü mevsım su anda
ben en son gıttıgımde subat ayıydı..
Istanbulda montlarla dolasırken orda kendımı
kısa kollu denız kenarı yuruyusunde yakalamıstım:)
hostu..
yanı her yerın kendıne gore ozel guzellıklerı var
ama bıseye de katılmadan gecemeyecegım..
ben de mesela
İstanbul umu hıc bı yerlere degısmem..