Ana içeriğe atla

Tabu

Dostum,

Önceki gün cuma namazını eda etmek için cemaatle birlikte camideydik. Tövbe tövbe... Yok yok... Bir gurup insanla birlikte camideydik. Hocaefendi kürsüden yaşanan son olayları eleştiriyordu. Yok yav ne efendisi düpedüz imam. Ne yapıyorum? Yahu "hoca" ile "efendi" bu dönemde birlikte kullanılır mı? Bir de "kürsü" demişim. Yahu "imam" dediğin artık terör örgütü yöneticisi! Vallahi ben kaşınıyorum.

Baştan alalım...

Dün cuma namazını eda etmek için bir gurup müslüman ile birlikte camideydik. Beyfendi yüksekçe bir yerde son yaşanan olayları eleştiriyordu. Sonra camiye siyaset sokmayı hiç sevmediğinden falan da bahsetti. Bunun yanlışlığına değinirken şu toplu mitingin ne kadar önemli olduğundan bahsetmeyi de unutmadı. Tüm siyaset bileşenleri orada olacakmış, biz cami içindeki topluluğun da orada olması gerekiyormuş...

Ne zor değil mi? Tabu oynamayı hiç beceremedim zaten. Yasaklı kelimelere alerjim var. Yapacak birşey yok. Oysa hayatımızda ne çok yasaklı kelime var artık. Sözlüğü açsak sayfaların yarısını ben, diğer yarısını da siz yırtardınız. Sonra karşılıklı geçer susardık. Hoş gerçi susmayı dahi beceremiyoruz. Benim yasaklı kelimelerim size, sizinkiler de bana hakarete/küfre dönüşüyor. Karşılıklı konuşmayı beceremezken, susmayı da beceremiyoruz!

Dilimiz ölüyor! Dili olmayan insan mı olur?

Kültürümüz ölüyor! Kültürsüz insan mı olur?

Toplumumuz ölüyor! Toplumsuz millet, milletsiz devlet, devletsiz vatan mı olur?

Dostum, yoksa biz topluca ölüyor muyuz? Biri bizi uyandırsa ya artık! Daha geç olmadan; sırasıyla tüm değerlerimizi kaybetmeden kendimize gelsek...

Not: Cami örneğine takılacak güzel kardeşim; aynı şeyleri okula, askeriyeye, hastaneye velhasıl aklına neresi gelirse uygulayabilirsin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...

Yardım Faaliyetleri ve Organizasyonu Hakkında

17 Ağustos 1999 depreminde sahada bizzat bulunmuştum. Yardım malzemesi yüklü kamyonlarla saha gitmiş. Elimizden gelen çabayı sergilemiştik. O gün kendi başına yapılan organizasyonların eğer çok boyutlu ve iyi planlanmamışsa başarıya ulaşmayacağını anlamıştım. Bugün geldimiz noktada 99 ile kıyaslanamayacak kadar çok yol kat etmiş durumdayız. Afet sonrası hazılıklar ve koordinasyon geçmiş ile kıyaslanamayacak kadar ileri seviyede. Yeterli mi? Değil! Daha iyi mümkün mü? Her zaman! Ancak bir konunun çok net altını çizmemiz gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri bu tarz felaket anlarının vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Onlar olmasa şu an şikayet edecek bir şeyimiz dahi olamazdı. Birkaç yıl önce (2011) bazı yardım kuruluşlarının (Deniz Feneri, Lösev ve Mehmetçik Vakfı) kurban bağışı organizasyonundaki usülsüzlükler ortaya çıkmıştı. Bu kuruluşların simsarlar ve aracılar tarafından kandırıldığı ve aslında ilgili vecibelerin ya hiç ya da eksik yerine getirildiği ortaya çıkmıştı. A...

Hazırlıklı olmak...

Türkiye'de 6 Şubat 2023 günü öyle bir deprem fırtınası yaşadık ki 10 şehrimiz hayatı tamamen durdurcak bir yıkımla karşı karşıya kaldı. Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Adıyaman gibi şehirlerimiz afeti aynı gün 2 kez yaşadı. Bu çağda bazı şeyleri uzun anlatmak çok zor. Çağ hızlı tüketim çağı ve bu nedenle uzun metinlerden hoşlanmıyoruz. Eğer varsa eskiler bile videoları tercih ediyor. Böyle bir girizgaha ne gerek vardı inanın ben de bilmiyorum. Belki de o kadar doluyum ki kısa kısa yazıp geçmek canımı sıkıyor. 17 Ağustos 1999 depreminde organize olabilecek bir ortam yokken sivil inisiyatif ile herkes bir işin ucundan tutmaya çalışmıştı. Naçizane bir şekilde ben de katkıda bulunmak için bir ekibin parçası olarak bölgeye gitmiştim. Elimizde 4 kamyon malzeme ile sokak sokak dolaşmış ve yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmeye çalışmıştık. Sonunda ihtiyacı olanlara tam anlamıyla ulaşamadan ve bir yaraya doğru düzgün merhem olamadan dönmek zorunda kalmıştık. Yardım malzemelerini teslim ede...