Ana içeriğe atla

Yanılsama

Dostum,

Buranın hem adı hem de tanımını değiştirmeye karar verdim. Burada yazdıklarım "Saatçi ve Kör Saatçi" için çok hafif kalır oldu.

Evet, bir Saatçi'nin varlığına inancımı hiç yitirmedim. Ve evet, Saatçi'nin koyduğu -en başta belirlediği- kuralları işletecek bir Kör Saatçi'nin varlığını ve her türlü olayın onunla açıklanabileceğini, ancak bunun için doğru zaman ve ortamın oluşmamış olabileceğini de kabullerimin arasına koydum. Hala "Kâinatta mutlaka bir düzen hâkim olmalı. Eğer öyleyse bu düzen neden Kaos olmasın..!" diye düşünüyorum. Her ne kadar bazıları hala "Kaos" un bir düzensizlik olduğunu düşünmeye devam etse de ben öyle olmadığını biliyorum ve en akıl almaz düzensizlik dizilerinin dahi çok daha büyük bir düzenin parçası olarak varlığından asla şüphe duymadığım bir Düzenleyici El'e işaret ettiğine inanıyorum. Bildiğimiz ve gözlemleyebildiğimiz tüm evren büyük patlamayla oluşurken Kör Saatçi'nin Saatçi'nin ona verdiği görevi yapmakta olduğunun basit bir anlatımı bu. Hayatlarımızdaki tesadüfi gözüken gelişmelerin de bu basit yaklaşımdan hareketle birbiriyle bağlantılı ve ilintili olduğuna şüphe yok. Böyle basit kelimelerle bu kavramların etrafında dolaşırken bu isim biraz ağır geliyor.

Yazdıklarım ve kendime dönüp baktığımda aylarca önce bir vecize olarak paylaştığım "Yanılsama" kavramının buraya daha uygun olduğunu düşündüm. Çünkü hala "Etrafımdaki duvar beni içeriye değil, diğerlerini dışarıya hapsediyor!"

Şimdilik kaydıyla buranın ismi değişti. Yarının düşünceleri, yaşanmışlıkları ve buraya not düşülenler neler getirir? Bilmiyorum.

Bildiğim bir şey var. O da bazen aynadaki yansımamız bir yanılsamadır. Burası da karşısında olmadığım bir aynadaki yansımam. İşte tam da bu nedenle beni buradan okuyan sen de bir yanılsamanın içine düşüyorsun.

Hoşgeldin...

Yorumlar

  1. Biliyorsun değil mi ..
    Yanılsamanın bu giriş cümlesini çok sevdiğimi ve tek kalemde okuyup üstüne türlü düşünceler kurduğum dizelerini.Gerçi söylememe gerek yok buradan ama yine de söylemek isterim ne zaman canım sıkılsa '' Güney insanı '' gelir aklıma ..

    YanıtlaSil
  2. Yansıma da güzelmiş..Zaten yansıma olan bir dünyada kendimizi yansıtıyoruz,Asıla giderken aslımızı korumaya çalışırken...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikriniz varsa buradan buyurun...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...

Yardım Faaliyetleri ve Organizasyonu Hakkında

17 Ağustos 1999 depreminde sahada bizzat bulunmuştum. Yardım malzemesi yüklü kamyonlarla saha gitmiş. Elimizden gelen çabayı sergilemiştik. O gün kendi başına yapılan organizasyonların eğer çok boyutlu ve iyi planlanmamışsa başarıya ulaşmayacağını anlamıştım. Bugün geldimiz noktada 99 ile kıyaslanamayacak kadar çok yol kat etmiş durumdayız. Afet sonrası hazılıklar ve koordinasyon geçmiş ile kıyaslanamayacak kadar ileri seviyede. Yeterli mi? Değil! Daha iyi mümkün mü? Her zaman! Ancak bir konunun çok net altını çizmemiz gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri bu tarz felaket anlarının vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Onlar olmasa şu an şikayet edecek bir şeyimiz dahi olamazdı. Birkaç yıl önce (2011) bazı yardım kuruluşlarının (Deniz Feneri, Lösev ve Mehmetçik Vakfı) kurban bağışı organizasyonundaki usülsüzlükler ortaya çıkmıştı. Bu kuruluşların simsarlar ve aracılar tarafından kandırıldığı ve aslında ilgili vecibelerin ya hiç ya da eksik yerine getirildiği ortaya çıkmıştı. A...

Hazırlıklı olmak...

Türkiye'de 6 Şubat 2023 günü öyle bir deprem fırtınası yaşadık ki 10 şehrimiz hayatı tamamen durdurcak bir yıkımla karşı karşıya kaldı. Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Adıyaman gibi şehirlerimiz afeti aynı gün 2 kez yaşadı. Bu çağda bazı şeyleri uzun anlatmak çok zor. Çağ hızlı tüketim çağı ve bu nedenle uzun metinlerden hoşlanmıyoruz. Eğer varsa eskiler bile videoları tercih ediyor. Böyle bir girizgaha ne gerek vardı inanın ben de bilmiyorum. Belki de o kadar doluyum ki kısa kısa yazıp geçmek canımı sıkıyor. 17 Ağustos 1999 depreminde organize olabilecek bir ortam yokken sivil inisiyatif ile herkes bir işin ucundan tutmaya çalışmıştı. Naçizane bir şekilde ben de katkıda bulunmak için bir ekibin parçası olarak bölgeye gitmiştim. Elimizde 4 kamyon malzeme ile sokak sokak dolaşmış ve yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmeye çalışmıştık. Sonunda ihtiyacı olanlara tam anlamıyla ulaşamadan ve bir yaraya doğru düzgün merhem olamadan dönmek zorunda kalmıştık. Yardım malzemelerini teslim ede...