Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gül ile Bülbül

Şu modern zamanlarda sorsak önce Kendi vatan toprağını hiç görmemiş güle Ne farkın var kafeste doğmuş bir bülbülden diye Hiç düşündünüz mü ne cevap verirdi acaba Sonra kafeste doğmuş bir bülbül Neye yakarır acı acı her ötüşünde Küçücük bir saksının içine hapsolmuş dilsiz bir gül Ne düşünür şakıyan bir bülbül karşısında Kaçıp gelse kafesinden modern bir bülbül Konsa önce bir saksı gülünün dikensiz dalına Kendi genleri farkeder miydi farklılığı Kokusuzluğunu gülün yadırgar mıydı acaba Sonra modern bir gül karşılasa bir bülbülü Renk renk boyalı tüylerine şaşırır mıydı acaba Değişmiş genleri izin verir miydi Boyalı tüylerin altındaki o kalbi görmeye Şu modern zamanlarda bıraksak gül ile bülbülü de Sorsak önce bir kendimize Gül kim, bülbül kim Gül kime gül, bülbül kime

Tecrübe ve Bilgi

Hiç denediniz mi cüssesi de kilosu gibi büyük olan bir yükü kaldırıp taşımayı? Öyle halter gibi derli toplu değil hacmi de büyük olan, kaldırmak için semer ya da ip kullanmadığınız bir yük. Eğer yardım alabilirseniz bu öyle çokta matah bir şey değildir. Kilonuzun iki katını bile kaldırabilirsiniz. Ama iş taşımaya gelince yine yalnızsınızdır ve birkaç adımdan sonra yük gittikçe ağırlaşmaya başlar. Peki ya yardım alamıyorsanız. Önce yükü biraz yüksekçe bir yere çekersiniz. Sonra yüke sırtınızı verir ve omuzlarınıza doğru çekersiniz. Sonrasında yere iyice eğilir ve ellerinizi ve dizinizi zemine dayayarak doğrulursunuz. Hepsi bu. Eğer yükü bu şekilde omuzlayabilirseniz istediğiniz yere kadar taşıyabilirsiniz. Önemli olan yükü omuzlamadan önce yere eğilmeniz, ellerinizin ve dizlerinizin yere değmesi/vurması gerektiğini bilmenizdir. Halterciler gibi bir anlık değil. Uzunca bir süre taşımanız gereken bir yükten bahsediyorum. Bunun için başta edindiğiniz bilgiyi belirli aralıklarla tekrarl

17 Ocak

Dostum, dün takvimler 17 Ocak 2013'ü gösteriyordu. Askerden geleli 4 sene dolmuş. Zaman akıp gitmiş yine... Dün Nebula'da yeni yaşına başladı. Bir de dün Mehmet Ali Birant öldü. Bazı günler kafanıza kazınır, bazı günlere siz önem atfettikçe o günlerde olanlar çoğalmaya başlar. 17 Ocak da o günlerden olma yolunda...

İki Özdemir Asaf şiiri: İzm Üstüne ve Ölümün Yükselişi ve Çöküşü

İzm Üstüne Bir düşün izm’e varmaz, bir sözcüğü dönükse, Bir anlamı eğikse, bir kavramı soluksa. İnsan zor bir ulustur, kendi evinde yaşar , Isınmaz neler yoksa, bir odası soğuksa. Aydınlanmaz tepeden, kuş-bakışı gözlere, Bir ülke karanlıktır, bir sokağı sönükse . Bir adım aksadı mı, bin adam yuvarlanır; Bir müzik özgünleşmez bir notası bozuksa. Bir ordu darmadağın olur bilisizlikten; Delice ya da uslu düşlerle beslenlikse. Bir zincir zincir gibi, bir çizgi çizgi gibi Olmaz, tek bir halkası, bir noktası çürükse. Akıl bir düş değildir, masalı uykuların, Siste yolunu bulur, istenen seçiklikse. Toplumsal amaçların somut uydusudur izm; Kişilere tanınmak istenen kişilikse. --- O halde dostum tek bir eylemcisi, tek bir düşüncesi, tek bir eyleminin tek bir sonucu dahi bozuksa bir izm 'in peşinden gidilmez. Bunların bozuk olmadığı tek bir izm var mı şu dünyada? Ben bugüne kadar rastlamadım! Bir tek masuma dahi zulüm ediyorsa/etmişse bir izm !.. Onun da peşinden

14 -yazı ile on dört- metre kare*

Dostum, Sene 2013. Bu bela başlayalı tam 33 sene olmuş. Önceki gün bir asıl olmayan  yani vekil konuşuyor baş bela  hakkında, özetle diyor ki; "Siz özgürce dolaşacak koca bir ülkeye sığmayacaksınız, muhatabınız   14 -yazı ile on dört- metre karelik bir hücredeyken sizinle müzakere edecek! Nerede adalet nerede devlet!" Dostum biliyor musun? Bu yaşıma kadar benim diyebileceğim bırak bir evi, 14 -yazı ile on dört- metre karelik bir odam, salonum dahi olmadı. Benim gibiler kiralık ev baktıklarında dahi küçük odalı küçük evler bakarlar. Çünkü bizim lügatımızda " kutu gibi ev " kavramı şirinlikten/küçüklükten ziyade tasarruflu, kirası az, ısınma masrafları düşük demektir. Dostum bizim 14 -yazı ile on dört- metre kare dahi olmayan odalarımızda kitaplarımızı koyacak kitaplıklarımız bile yoktur. Boğazımızdan arttırarak aldığımız kitaplarımız her taraftadır bu yüzden!