Hiçbir yanlış parmakla gösterilmeyi gerektirmez!
Uzunca zamandır okuyorum. Hem de oldukça fazla. Okuduklarından bende yer edenlerin sayısı çok fazla değil. Bir yazarın belki onlarca eserini okuyor ama içlerinden bir tanesine tav oluyorum. Yüzlerce sayfalık bir şiir kitabından bazen sadece bir tane şiir çıkıyor; acaba benim anladığımı mı yazmış şair dediğim. Ya da bir kitabın bir tek cümlesi beni mest etse yetiyor bana. Uzunca zamandır müzik de dinliyorum. Çok farklı şeyler değil. Ama yinede arada yakaladığım bana özel şeyler de oluyor. Bir şarkının tek bir cümlesi ya da tüm albümdeki tek bir melodi beni alıp götürebiliyor çok uzaklara. Dün aklıma gelmemişti adı Yüksek Sadakat'in "Belki üstümüzden bir kuş geçer" şarkısının. Grup çok başarılı mı? Bence değil. Ama öyle birkaç şarkısı var ki; eh be adam nasıl yazdın bunları dedirtiyor. Gül renginde gün doğarken Boğazdan gemiler usulca geçerken Gel çıkalım bu şehirden Ağaçlar,gökyüzü ve toprak uyurken Dolaşalım kumsallarda Çılgın kalabalık artık uzaklarda Yorulu
Peki, yanlış olduğunu bilmeden devam eden biriyse?
YanıtlaSilÖyle bile olsa "hiçbir" yanlış parmakla gösterilmeyi gerektirmez.
YanıtlaSilSessizce, bir kenara çekip ve hatta yalnızken dahi kulağına eğilip fısıldamak sanki en iyi çözüm...
Ben bu sözü daha çok medyada yer alan haberleri baz alarak düşünmüştüm. ''Hiçbir yanlış'' dediğiniz için de aklımdan geçeni yazdım.
YanıtlaSilBireysel ilişkilerde öyle olmalıdır elbette.
Kimse herkesin içinde parmakla gösterilip afişe edilemez.Yanlışı ne olursa olsun etik değildir.
Nedeni sorulabilir, yol gösterilebilir, gerekirse sinirlenilebilir, ayrı.