Ana içeriğe atla

Ölüm kokan kız

Beni başkalarının ne için yaşayabileceği etkilemez
Ya da bir erkeğin istemeyerek gittiği ölüm
Beni etkileyen sen,
Ölüm kokan kız
Bana ne için öldüğünden bahset

Lüks mağaza vitrinlerinden taşmış
Ölü hayvan kokan aksesuarları beni etkilemez
Bana ne için ölebileceklerinden bahset
Ölüm kokan kız
Bana bazı yaşamların acılarından, eksikliklerinden bahset

Gözlerinin canlı mavisi, yeşili
Elası, kahvesi ya da siyahı
Hiç biri beni ilgilendirmez ve de etkilemez
Ölüm kokan kız
Bana bazı gözlerdeki yaşamın öldüren sertliğinden bahset

Saçlarının sarısı, kızılı, kahvesi
Kıvrımları ya da ipeksi yumuşaklığı
Bunlar senin de olsa beni etkilemez
Ölüm kokan kız
Bana bir buldozeri alt eden merhametinden bahset

Beni nerede doğduğun
Nereden geldiğin ya da ırkın
Dininin ne olduğu etkilemez
Ölüm kokan kız
Bana içindeki o masumiyetten bahset

Başkalarının ne düşündüğü beni etkilemez
Ölüm nasıl, nerede ve ne için geldiyse
Seninki gibi olursa, güzel kokar mutlaka
Ölüm kokan kız
Bana herkesin görmesi ve bilmesini istediğim şeylerden bahset

Rachel Corrie
Rachel Corrie
Ölüm kokan kız
Bana sende yeniden gördüğüm geçmişimden
Bana en çok seni sen yapan senden bahset
Bahset ki hatırlayayım
Bahset ki unutmayayım
Bahset ki içimde kıpırdasın yeniden bir şeyler
Ölüm kokan kız
Bana en çok kendinden bahset

Yorumlar

  1. enteresandır,şiirin ilk kıtasını okurken Rachel Corrie aklıma geldi ve sonra gördüm...

    Şiirlere nasıl yorum yapılır ki;bir de benim gibi şiirden bihaber kişiyseniz....

    Çok güzel...

    O,bizlerin(!) gösteremediği cesareti gösterdi insanlığa...O insanlık onurunu değil, fani yanını ezdirdi o buldozerde...

    Allah rahmet eylesin...

    YanıtlaSil
  2. Adını unutmuştum ama buldozere karşı savaşının ve bir serçe gibi toprağa düşüşü gözlerimin önünde... ışıklar içinde yatsın.
    Şiiriniz yüreğime dokundu.
    Elinize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikriniz varsa buradan buyurun...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belki üstümüzden bir kuş geçer

Uzunca zamandır okuyorum. Hem de oldukça fazla. Okuduklarından bende yer edenlerin sayısı çok fazla değil. Bir yazarın belki onlarca eserini okuyor ama içlerinden bir tanesine tav oluyorum. Yüzlerce sayfalık bir şiir kitabından bazen sadece bir tane şiir çıkıyor; acaba benim anladığımı mı yazmış şair dediğim. Ya da bir kitabın bir tek cümlesi beni mest etse yetiyor bana. Uzunca zamandır müzik de dinliyorum. Çok farklı şeyler değil. Ama yinede arada yakaladığım bana özel şeyler de oluyor. Bir şarkının tek bir cümlesi ya da tüm albümdeki tek bir melodi beni alıp götürebiliyor çok uzaklara. Dün aklıma gelmemişti adı Yüksek Sadakat'in "Belki üstümüzden bir kuş geçer" şarkısının. Grup çok başarılı mı? Bence değil. Ama öyle birkaç şarkısı var ki; eh be adam nasıl yazdın bunları dedirtiyor. Gül renginde gün doğarken Boğazdan gemiler usulca geçerken Gel çıkalım bu şehirden Ağaçlar,gökyüzü ve toprak uyurken Dolaşalım kumsallarda Çılgın kalabalık artık uzaklarda Yorulu

"Allahumme ecirna min şerri siyaset"*

*Baştan söyleyeyim başlıktaki söz; "Allah'ım beni siyasetin şerrinden koru" anlamına geliyor ve koca bir külliyata imza atmış Said Nursi'ye atfediliyor. Ortam o kadar kirlendi ki, artık görüş açıklamaktan çekinir oldum. Geçmişim ortada. Sempati duyduklarım da eleştirdiklerim de... Orta bir yol tutturmaya çalışırken desteklediklerim de karşı çıktıklarım da burada yazılı olarak duruyor. FEM’e gittiğim, ilk üniversite yılımda "hizmetin" yurdunda kaldığım da geçmişimin bir parçası. Bir dönem destekçileri olduğum da... Hatta eleştirilerimin tamamını kapalı kapılar ardında yapıp, partizancasına savunduğum dönemleri de hatırlıyordur arkadaşlarım. Bu nedenle "hizmet" denilen olgunun ne olduğunu az çok bildiğimi düşünürüm. Hatta bir dönem içlerindeki hemen herkesin halisane bir şekilde çalıştığına da bizzat şahidim. Ancak o dönem o kadar kısa sürdü ki... Eminim şu an bile deli gibi memleket ve din adına çalışan, ne yapıyorsa bu uğurda yaptığını düşünen bi

Zamanı eğip, bükmek

Zaman, fiziki boyutların sanal olan dördüncüsü, elle tutulamayan. Zaman, içinde olayların ardı ardına gerçekleştiği boyut… Bilim adamlarına göre, aynen ışığın bükülebilmesi gibi zaman da eğrilip, bükülebilir ve eğer doğru koşullar gerçekleşirse yani yeterli hız yakalanırsa önce geleceğe ve daha sonra da geçmişe sıçramak mümkün olabilir. Bunu zaman yolculuğu gibi basit kavramlarla karıştırmayın. Bu şu “an” ın da içinde olduğu bir kavram. Öyleyse ne demek bu? Bu soruya cevap verebileceğimi pek sanmıyorum, haddime de değil zaten. Ama bu soru etrafında dolaşıldığında dahi çok farklı yerlere çıkan kapılar bulabiliyor insan. Çok sevdiğim bir çizgi dizide bir keşiş (“Avatar”) hava, su, toprak ve ateşi bükebiliyordu. Tüm dünyayı kurtaracak kişi olan keşişin bile zaman üzerinde böyle bir gücü yoktu. Sonra “Matrix” ve “Neo” var. Ancak o da olaylara hükmeder gibiydi, zamana değil ya da ben öyle algılamıştım. “Aslında bir kaşık yoktu!” ve “Kırmızılı kadın da bir ajandı.” değil mi? Ya “Hiro” iç