En dik duranımız en korkağımızdır; düşmekten, düşüp de kendi yalnızlığıyla yüzleşmekten korkar.
Uzunca zamandır okuyorum. Hem de oldukça fazla. Okuduklarından bende yer edenlerin sayısı çok fazla değil. Bir yazarın belki onlarca eserini okuyor ama içlerinden bir tanesine tav oluyorum. Yüzlerce sayfalık bir şiir kitabından bazen sadece bir tane şiir çıkıyor; acaba benim anladığımı mı yazmış şair dediğim. Ya da bir kitabın bir tek cümlesi beni mest etse yetiyor bana. Uzunca zamandır müzik de dinliyorum. Çok farklı şeyler değil. Ama yinede arada yakaladığım bana özel şeyler de oluyor. Bir şarkının tek bir cümlesi ya da tüm albümdeki tek bir melodi beni alıp götürebiliyor çok uzaklara. Dün aklıma gelmemişti adı Yüksek Sadakat'in "Belki üstümüzden bir kuş geçer" şarkısının. Grup çok başarılı mı? Bence değil. Ama öyle birkaç şarkısı var ki; eh be adam nasıl yazdın bunları dedirtiyor. Gül renginde gün doğarken Boğazdan gemiler usulca geçerken Gel çıkalım bu şehirden Ağaçlar,gökyüzü ve toprak uyurken Dolaşalım kumsallarda Çılgın kalabalık artık uzaklarda Yorulu
Hep öyledir.
YanıtlaSilne kadar da doğru.
YanıtlaSilGörüşmek üzere
www.bakbuharika.blogspot.com
İşte hemen tam bu noktada dost (çoğu zaman iman hakikatleridir bize dost olan) telkinleri yetişiyor imdadımıza;
YanıtlaSilYalnızlığımız zahiridir ve hiçbir zaman yalnız değiliz evelallah.. Dost edindiğimiz bir davamız var bize yar ve yaren olan.. Ve o an keder bulutları dağılır etrafımızdan. Sevinç ışıklarına gark olur ahvalimiz. Şimdi muzdaripliğimiz biter bilakis mesruruz artık ve candan duâcıyız can dosta.
Dua ve selam ile..